Başlangıçta, bu platformda karşılaştığım insanlar tam da beklediğim gibi düşmanca davranıyordu. | TED | في البداية، كان الناس الذين قابلتهم على المنصة عنيفين كما توقعت. |
Burası sadece bir paravansa tam da benim beklediğim gibi bir yer, Yüzbaşı Hastings. | Open Subtitles | اظن انها مكان للتمويه انها تماما كما توقعت |
Evet, adımsayar ve kemikler tıpkı Düşündüğüm gibi bir dışkı yığınının altındaydı. | Open Subtitles | أجل كليهما الجهاز والعظام كانتا مدفونه في كومة من البراز كما توقعت. |
Tam Düşündüğüm gibi, içeriden açılıyor olmalı. | Open Subtitles | لايوجد قفل ، كما توقعت لا بد أنه موصدٌ من الداخل |
Ve makineyi çalıştırdığımda Tahmin ettiğim gibi bana bir mesaj iletti. | Open Subtitles | وعندما قمت بتشغيلها ، تلقيت رسالة كما توقعت أن تكون |
Benim çocuğumdan beklendiği gibi. Anbu, seni kabul etti.Tüm kalbimle sana güveniyordum | Open Subtitles | كما توقعت من ولدي لقد تم قبولك في القوات الخاصة كنت متيقناً من أنه يمكنني الاعتماد عليك |
Biliyordum, baştan beri bunu söylemeye çalıştım. | Open Subtitles | كما توقعت .. هذا ما حاولت قوله أول مرة |
Ben Ryan, ve bu gece, pek de beklediğim gibi geçmedi açıkçası. | Open Subtitles | .. أنا رايان , و الليلة لم تسر كما توقعت |
Aslına bakarsan tam da beklediğim gibi sonlandı kurnazca inkar edişin dahil. | Open Subtitles | حسناً , لقد انتهى بالضبط كما توقعت مع انكار مخادع |
Her birinizin gerek emir altındayken gerekse sahada göstermiş olduğu disiplin tam beklediğim gibi örnek teşkil etti. | Open Subtitles | وانضباط كل واحد منكم في الميدان والأوامر وفي القيادة كان كما توقعت .. |
Majesteleri, maalesef araştırmamın sonuçları beklediğim gibi çıkmadı. | Open Subtitles | جلالتك, اعترف ان نتائج ابحاثي ليست كما توقعت. |
Tıpkı Düşündüğüm gibi, Edward-sama, muhakemeniz çok iyi. | Open Subtitles | كما توقعت يا إيدوارد, أنت تفهم الأشياء بشكل جيد |
Düşündüğüm gibi olmadı, daha çok tavuk hissi alıyorum. | Open Subtitles | انها ليست كما توقعت انها ستكون أنا أشعر بأنني اقرب ألى الدجاجة |
Düşündüğüm gibi, x-Ray projesinde çalışırken... kurşun geçirmez yeleklerimizi giymemiz gerekiyormuş. | Open Subtitles | ، كما توقعت كان يُفترض أن نرتدي دروع من الرصاص عندما كنا نعمل على مشروع الأشعة السينية على الأعضاء التناسلية |
Tam Düşündüğüm gibi. Hadi en iyisi seni evine bırakalım. | Open Subtitles | كما توقعت، كما توقعت هيا بنا، لنأخذك للمنزل |
Tahmin ettiğim gibi. Abby Er MacDonald'ın tırnaklarındaki kirin okyanus dibindeki tortuyla aynı olduğunu buldu. | Open Subtitles | كما توقعت آبي حللت ما كان تحت أظافر البحار |
Dün Tahmin ettiğim gibi Noelani kasırgasının şiddeti inanılmaz. | Open Subtitles | كما توقعت أمس الموجة الناتجة عن إعصار نويلانى لا تصدق |
Aynen Tahmin ettiğim gibi, gece orada kalmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | ستضطر الآن لقضاء الليلة هناك كما توقعت بالضبط |
Benim cocuğumdan beklendiği gibi. ANBU'ya kabul edildin.Sana tüm kalbimle güvendiğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | كما توقعت من ولدي لقد تم قبولك في القوات الخاصة كنت متيقناً من أنه يمكنني الاعتماد عليك |
Zaman doldu ve hiçbir şey olmadı. Biliyordum. | Open Subtitles | فالنهاية لم يحدث شيء كما توقعت |
Tıpkı şüphelendiğim gibi, adamımız geçmişte bir çok suça karışan, Mendosa adlı bir İspanyoldu. | Open Subtitles | كما توقعت ,فان رجلنا كان متورطا فى جريمة تافهة فى الماضى باسم اسبانى مندوزا. |
"Sevgili Lizzy. Umarım seyahatin Beklediğin gibi güzel geçiyordur. | Open Subtitles | عزيزتي ليزي، اتمنى بان رحلتك كانت ممتعة كما توقعت |
Babam geçen bana"Benim çocuğumdan bekleneceği gibi"dedi. | Open Subtitles | منذ لحضات مضت، أبي قال لي، كما توقعت من أبني |
Büyükbabamın verdiği parayı birine yardım etmek için kullandım ama işler umduğum gibi gitmedi. | Open Subtitles | استخدمت المال لمساعدة شخص محتاج لكن لم يتطور الأمر كما توقعت |
Bir keresinde havaya uçmuştum. Beklediğim kadar kötü değildi. | Open Subtitles | لقد تعرضت للتفجير مرتين وهذا لم يكن سيئا كما توقعت |
Aynen Şüphelendiğin gibi. | Open Subtitles | من قبل أحد منافسيك كما توقعت ذلك |