| Mesela, ilk Bilgisayarım hayatımda çok büyük bir gelişmeydi. | TED | مثل . .كمبيوتري .. والذي غير الكثير في حياتي |
| Bilgisayarım bozuldu, birinin onarması gerekiyor. | Open Subtitles | كما ترين، إنّ كمبيوتري معطل وأريد أحداً ليصلحه |
| bilgisayarımı alacağım. Etrafta bir sürü rahibe var, ne olacağını bilemezsin. | Open Subtitles | سوف أجلب كمبيوتري الكثير من النقاش ، خذو راحتكم |
| Dizüstü bilgisayarımı dolu küvete fırlatmayan biriyle yaşardım. | Open Subtitles | سأستقر مع شخص لا يقذف كمبيوتري المحمول في حوض استحمام ساخن |
| Hepsi bilgisayarıma ve cep telefonuma geliyordu. | TED | كل هذا كان يأتيني على هاتفي المحمول أو كمبيوتري الشخصي. |
| bilgisayarımda olduğunu sanıyordum ama hiçbir yerde bulamıyorum. | Open Subtitles | كنت أظن أنه مخزن في جهاز كمبيوتري لكنني لا أستطيع إيجاده في أي مكان |
| Pam, bu şey nasıl benim eski bilgisayarımdan daha iyi oluyor? | Open Subtitles | كيف يكون هذا يا بام اقدم من كمبيوتري القديم؟ |
| Lana, Bilgisayarım sadece sabit gerçekleri buluyor. | Open Subtitles | لانا ينطق كمبيوتري بالحقائق الجامدة فقط |
| RFID etiketleriyle giysilerimi etiketleyerek, bu asa sayesinde giysilerimin tüm bilgilerini Bilgisayarım aracılığıyla görüp tanımlayabileceğim. | Open Subtitles | إنّ وضع بطاقات تخزين المعلومات على ملابسي سيمكّن كمبيوتري المحمول من من قراءة البطاقة والتعرّف على القطعة بواسطة هذه الأداة. |
| İlk defa Bilgisayarım olacak. Evet. | Open Subtitles | اللعنة يا صاحبي سيكون كمبيوتري الأول |
| Athena'daydım ve banyoya gittim geri döndüğümde Bilgisayarım yere düşüp kırılmıştı. | Open Subtitles | وعندما عدت كمبيوتري كان محطما على الارض |
| Dizüstü bilgisayarımı bıraktım. İçinden her şeyi sildim. | Open Subtitles | لقد تركت كمبيوتري المحمول،حذفت كل شيء منه |
| Valizdeki parmak izlerinden uçak biletine kadar her şeyi bilgisayarımı kullanarak satın aldı... | Open Subtitles | من البصمات التي على الحقيبة وحتى تذكرة الطائرة التي إشترتها بأستخدام كمبيوتري |
| Yani dün gece bilgisayarımı kullandığını da biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك كنت تستخدم كمبيوتري الليلة الماضية |
| Umarım eski bilgisayarımı kaldırmamıştır. | Open Subtitles | اتمنى الا تكون قد حزمت كمبيوتري القديم |
| Ve evdeki bilgisayarıma da aynı programları kurabilirim, yani evimden L rolünü oynayabilirim. | Open Subtitles | وأستطيع أن أنشأ التنصيب نفسه على كمبيوتري في المنزل كهذا ، ليمكنني التصرف كـ إل من غرفتي |
| Aslında şu an hiç bir kanunu çiğnemiyorum kendi bilgisayarıma karşı kullandığım için | Open Subtitles | أنا بالحقيقة لا أنتهكُ أيَ قانون, باستخدام هذهِ الأداة ضد كمبيوتري |
| Bunu sürekli bilgisayarıma girdiği aynı terminalden yapıyor. | Open Subtitles | يقوم بذلك من ذات المحطة التي كان يدخل منها إلى كمبيوتري |
| Buradaki herhangi bir şeyle örtüştürmek istersen bilgisayarımda kan saçılma düzenleri var. | Open Subtitles | لدي أنماط طعنات الدم ... علي كمبيوتري ــ إذا أردتها لمطابقة أي شيء هنا ــ نعم. |
| bilgisayarımdan çıkın. Hadi, daha iyisini yapabilirsin. Anlat. | Open Subtitles | فقط ابتعد عن كمبيوتري بربك تستطيع ان تفعل افضل من ذلك اخبرني |
| Sınavlara katlanamazdım, bu yüzden bilgisayar ve ben evden takılıyoruz artık. | Open Subtitles | . بإختصار لقد انتهى الأمر بي مع كمبيوتري بالمنزل |
| Şifreyi çözmek benim bilgisayarımla 200-300 yıl kadar sürer. | Open Subtitles | كسر حماية كمبيوتري يُمْكِنُ أَنْ تستغرقَ 200 إلى300 سنةَ. |
| Ben bilgisayarımın üzerinde pizza yemendense kan olduğunu ve o an ölüyor olduğunu umuyordum. | Open Subtitles | كنت أتمنى لو كانت دماء، وأنتِ تحتضرين ولست فقط تسقطين البيتزا فوق كمبيوتري. |