| Neden gittiler? Alaycı cevap gittiler çünkü Başkan Kennedy Sovyetlere kendi ulusunun daha iyi roketlere sahip olduğunu göstermek istedi. | TED | لماذا ذهبوا ؟ الجواب الساخر انهم ذهبوا لأن الرئيس كنيدي اراد ان يثبت لـ السوفييت أن هذه الأمة لديها صواريخ أفضل. | 
| Ama Kennedy'nin Rice Üniversitesi'nde 1962'de kendi söyledikleri daha iyi bir ipucu sağlar. | TED | ولكن الكلمة التي القاها كنيدي في جامعة رايس في عام 1962 تقديم فكرة أفضل. | 
| Artık bu noktada, Başkan Kennedy her Sovyet gelişmesini birkaç ay sonra yakalamanın yeterli olmayacağını anladı. | TED | في هذا الوقت، كان الرئيس كنيدي قد أدرك أن مجرد اللحاق بالتقدم السوفياتي بعد بضعة أشهر لم يكن كافيا. | 
| Bu ABD Gümrük ve Sınır Güvenlik odası, John F.Kennedy Uluslararası Havaalanında bir kaçakçılık odası, | TED | هذه غرفة الجمارك وحماية الحدود الأميركية، غرفة الممنوعات ، في مطار جون كنيدي الدولي. | 
| Ama ya notta JFK'e düzenlenecek suikastla ilgili bilgi varsa? | Open Subtitles | ولكن ماذا لو وصفت المذكرة محاولة اغتيال جون كنيدي ؟ | 
| O da Pentagon'a geri döndü ve Kennedy'ye hain dedi. | Open Subtitles | انتقل مرة أخرى إلى وزارة الدفاع ووصف كنيدي بالخائن | 
| Ama kasım ayında, Vietnam devlet başkanı Diem'in öldürülmesinden bir hafta sonra... ve Kennedy suikastından iki hafta önce... tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | ولكن في نوفمبر بعد اسبوع من مقتل الرئيس الفيتنامي ديم قبل أسبوعين من اغتيال كنيدي حدث شيء غريب بالنسبة لي | 
| Ama neden Kennedy'nin, onu kovan adamın ölümünü araştırmak için o görevlendirilmişti? | Open Subtitles | سأبقى طوال حياتى لا أعرف من الذى عين للتحقيق فى وفاة كنيدي ؟ الرجل الذي أطلق النار عليه | 
| Kennedy'nin talimatları, bürokratik direnç yüzünden... uygulanmadı. | Open Subtitles | لم تنفذ توجيهات كنيدي بسبب المقاومة البيروقراطية | 
| Kennedy'nin Güneydoğu Asya'da savaşmayacağını 1961'den beri biliyorlardı. | Open Subtitles | فى بدايات عام 1961 , كانوا يعرفون أن كنيدي لن يذهب إلى الحرب في جنوب شرق آسيا | 
| Kennedy'nin çekilme politikasını tersine döndürdü... ve Kuzey Vietnam'a karşı gizli etkinlikleri onayladı. | Open Subtitles | التي خالفت سياسة انسحاب كنيدي ووافق ... على العمل السري ضد فيتنام الشمالية | 
| Belki Oswald sadece bir muhbir değil... aynı zamanda Kennedy'nin 22 Kasımda Dallas'ta öldürüleceğini bildiren... 17 Kasım tarihli teleks mesajının da orijinal kaynağıydı. | Open Subtitles | لكنه قد يكون المصدر الأصلي للبرقية المؤرخة 17 نوفمبر التى تحذر من اغتيال كنيدي في دالاس في 22 نوفمبر | 
| Kennedy'nin korteji Main'den Houston'a sapıyor. | Open Subtitles | موكب كنيدي يلتف من الشارع الرئيسي إلى شارع هيوستن | 
| O gece erken yatmış olsaydınız Kennedy hâlâ yaşıyor olacaktı sanki. | Open Subtitles | وكأن كنيدي كان ليكون حياُ اليوم لو خلدتم إلى السرير في العاشرة ليلاً. | 
| Kennedy sevgilisiyle basıldığında, basılanın sen olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما واجهت صديقة كنيدي المتاعب، قلت إنها كانت معك. | 
| Bizi Kennedy'lerden ayıran tek şey, onların paralarının olması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يفصل بيننا وبين آل كنيدي هو أنها تملك المال. | 
| Kennedy saat 7'de dünyaya ilk defa Küba'daki Sovyet füzelerinin varlığını ve ablukanın yürürlüğe girdiğini bildirdi. | Open Subtitles | في الساعة السابعة، أعلن كنيدي إلى العالم للمرة الأولى ،اكتشاف الصواريخ السوفييتية في كوبا وأن الحصار ساري الان | 
| Kennedy Washington'da hala dünya savaşından kaçınmaya çabalıyordu. | Open Subtitles | في واشنطن، كان كنيدي لا يزال يحاول تجنب خوض حرب عالمية | 
| Resmi yalanların yaldızı ve JFK'in cenazesinin destansı ihtişamı... hepimizin gözlerini bağlar ve akıllarımızı karıştırır. | Open Subtitles | بريق الكذبة الرسمية وروعة ملحمة جنازة جون كنيدي تخدع الأعين وتشل المفاجأة القدرة على التفهم | 
| - JFK'de bir kaza olmuş. | Open Subtitles | لماذا؟ كان هناك حادث تحطم طائرة في مطار جون كنيدي. | 
| Neyse, 5:30'da JFK'e iniyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا الأرض في مطار جون كنيدي في 17: 30. |