| Ama burada uzun bir süre kalmayacağım. Şanslıysak belki bir hafta daha. | Open Subtitles | ... ولكنّي لن أكون هنا لزمن طويل أسبوع إضافي لو كنّا محظوظين |
| Bisikletin üzerinde de kırmızı renk çizikler var. Şanslıysak, belki boya da özeldir. | Open Subtitles | و آثار إحتكاك حمراء على الدراجة إن كنّا محظوظين فالطلاء أحد التعديلات هذه أيضاً. |
| Şanslıysak, alanın videosunu bulabiliriz. | Open Subtitles | لو كنّا محظوظين , بعض الفيديوهات للشخص الذي إشتراه |
| Şansımız varsa, 72 saat içinde ne olduğunu öğreniriz. | Open Subtitles | خلال 72 ساعة، سنعرف ما هو إن كنّا محظوظين |
| Şansımız varsa, silahsızdır. | Open Subtitles | الآن إن كنّا محظوظين فلن يكون مسلحاً |
| Hayır efendim. Bu kez değil. Herşeyi saptadığımız için şanslıydık. | Open Subtitles | كلا يا سيدي، ليس في هذة المرة كنّا محظوظين لنقوم برصده منذ البداية |
| Ve bazen, Şanslıysak eğer... onlarla konuşabiliyoruz. | Open Subtitles | و عندها, أحياناً, إذا ما كنّا محظوظين... . نستطيع التكلم معهم |
| O da eğer Şanslıysak. | Open Subtitles | لو كنّا محظوظين. |
| Şanslıysak klorik gaz Audrey 'in notundakileri bize gösterecektir. | Open Subtitles | لو كنّا محظوظين... سوف يكشف غاز الكلوريك الحبر في مُلاحظة (أودري). |
| Şanslıysak, belki biraz da gerekçe. | Open Subtitles | -ودافع أيضاً لو كنّا محظوظين . |
| Şanslıysak. Süper. | Open Subtitles | -إن كنّا محظوظين |
| O da Şanslıysak. | Open Subtitles | -إذا كنّا محظوظين . |
| - Şansımız varmış. | Open Subtitles | لقد كنّا محظوظين |
| Şansımız varsa düşer. | Open Subtitles | ربّما تسقُط إذا كنّا محظوظين |
| Gözünüz aydın, Bayan Robertson Şansımız yaver gitti. | Open Subtitles | ستكونين سعيدة لمعرفة آنسة (روبرتسون) أنّنا كنّا محظوظين |
| Bizler, bu dalgaya öncülük edecek kadar şanslıydık. | Open Subtitles | كنّا محظوظين جداً بتواجدنا في مقدمة تلك الموجة. |
| Gerçekten, her şey bir araya geldi. Doğru yerde olduğumuz için inanılmaz şanslıydık. | Open Subtitles | ،كل شيء سار كما يُرام كنّا محظوظين بتمركزنا المناسب |