| Burada, Kopenhag'da daha yeni, cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir çocuk yuvası açmıştı. | Open Subtitles | كانت قد بدأت في المحايدة بين الجنسين روضة أطفال هنا في كوبنهاغن |
| En yakın arkadaşının oğluyla Kopenhag'da karşılaştın ve yemek yediniz. | Open Subtitles | إنك قابلتِ إبن أفضل أصدقائك في كوبنهاغن وتناولوا العشاء معًا |
| Emekli olduktan sonra Malmö ile Kopenhag arasında kalan Saltholm'a yerleşmiş. | Open Subtitles | بعد أن أصبح متقاعد، أتسقر في سالثوم بين مالمو و كوبنهاغن |
| Fabian Widman, 32 yaşında, Kopenhaglı. | Open Subtitles | (فابيان ويدمان), عمره 32 سنة. يعيش في كوبنهاغن. |
| Adı Fabian Christensen. 60 yaşında Kopenhaglı bir peder. | Open Subtitles | إسمه (فابيان كريستن) قسيس يبلغ من العمر 60 سنة من كوبنهاغن |
| Fotoğrafına uyan birinin, Copenhagen'dan, 146. sokağa doğru gittiğini ihbar aldık. | Open Subtitles | لدينا مشاهدة لرجلٍ يطابق صورة (دوز) ينتقل شمال ''كوبنهاغن'' باتّجاه الشارع 146. |
| Bu yıl, Aralık ayında yaklaşık 200 ülke Kopenhag, Danimarka'da buluşmayı planlıyor. | Open Subtitles | في شهر ديسمبر، 200 دولة تنوي الاجتماع في (كوبنهاغن), الدنمارك |
| Bugün çok kutuplu bir dünyaya doğru ilerliyoruz, Kopenhag'da gördüğümüz gibi koordinasyonun çok daha karışık olduğu bir dünya. | TED | اليوم ونحن نتجه إلى عالم متعدد الأقطاب التنسيق أكثر تعقيدا ، كما شهدنا في كوبنهاغن. |
| Bir iklim anlaşması için yıllarca çalıştıktan sonra, aynı hükûmetler Kopenhag'ta toplandı ve son derece başarısız oldu. | TED | بعد سنوات من العمل نحو إتفاقية للمناخ، إجتمعت نفس الحكومات في كوبنهاغن وفشلت فشلا ذريعا. |
| Bu olmadan Kopenhag felcinden kurtulabilememiz için bir yol olmadığını düşündüğümü tahmin edebiliyorsunuzdur. | TED | حسنا، تستطيعون تخيل إنني فكرت كذلك دون هذا، لم يكن هناك من سبيل للخروج من عقدة كوبنهاغن. |
| Kopenhag'da bir kütüphane ve otel için yaptığımız projeyi yalınlıkla gösterelim. | TED | أكثر طريقة لوصف ذلك حرفياً، هو مشروع قمنا به لمكتبة وفندق في كوبنهاغن |
| Kopenhag, Şangay, modern, avrupalı. | TED | كوبنهاغن ، وشنغهاي مدينة حديثة، وأخرى ذات طابع اوروبي |
| Bu arada biz Kopenhag'da bisiklet yollarını genişletiyoruz. | TED | بينما في الوقت نفسه في كوبنهاغن نقوم في الحقيقة بتوسيع ممرات الدراجات |
| Dediğim gibi, Şangay ve Kopenhag ikisi de liman şehri. Ama Kopenhag'da su öylesine temizlendi ki içinde gerçekten yüzebiliyorsunuz. | TED | كما قلت ، شانغهاي وكوبنهاغن ميناءان لكن في كوبنهاغن المياه نظيفة جداً بحيث يمكنك فعلاً أن تسبح عبرها |
| Bu noktada insanlar Kopenhag'dan Çin'e deniz yoluyla su kargolamanın sürekliliği olabileceği konusuna genellikle karşı çıktılar | TED | هذه غاية الناس عادة انها لا تبدوا بهذه الاستدامة للإبحار بمياه المرفأ من كوبنهاغن الى الدنمارك |
| Yine de Kopenhag'a gelirseniz, muhtemelen Ai Weiwei, Çinli sanatçı, tarafından yapılmış bir kurgu göreceksiniz. | TED | إذا تمكنت من الحضور الى كوبنهاغن سترى غالباً نصباً من ابداع الفنان الصيني إي ويوي |
| Ve bu da Copenhagen'dan yeğenim Bayan Signe. | Open Subtitles | هذه ابنة (أخي / أختي) من كوبنهاغن |
| Bay Ellison'un belgelerindeki bilgilere göre onun yeni bir işe girdiği ve Kopenhag Danimarka'ya taşındığını gösteriyor. | Open Subtitles | الذي وجدت في ملفه وثائق تبين توليه وظيفه جديدة... وانتقاله إلى (كوبنهاغن) في (الدنمارك) |