| Bak, dostum. Dev tavuklardan kupon kabul etmem ben. Son defadan sonra asla. | Open Subtitles | انتظر ياهذا ، لا آخذ كوبونات من دجاج عملاق ، ليس بعد المرة الأخيرة |
| kupon defteri mi? Bu salak şeyle ne yapacağım ben? | Open Subtitles | كتاب كوبونات تخفيض ماذا سأفعل بقطعة الخردة هذه |
| Kahvaltı bizden. Bunlar da ücretsiz tenis dersleri için Kuponlar. | Open Subtitles | الفطور مجاناً وهذه كوبونات لدروس التنس المجانية |
| Onları posta kutumdan kuponları alırken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتهم يأخذون كوبونات من صندوق بريدنا |
| Sonra da belediye bana bedava gitar dersi için kuponu verirdi. | Open Subtitles | و ربّما يعطوني النّاس كوبونات مجّانية لدروس تعلّم الغيتار |
| Dört tane makarna kuponum var... | Open Subtitles | لديّ 4 كوبونات للمعكرونة والجبن |
| Bir tane teklif aldım ama... yarış pistlerinde telefon kostümü giyip kupon dağıtmak bana göre değil. | Open Subtitles | حسناً، حصلت علي عرض وحيد لكن لا اريد ان ارتدي زي هاتف خلوي واوزع كوبونات في حلبات السباق |
| kupon vermelerini durdurun. | Open Subtitles | واجعليهم يتوقفون عن توزيع كوبونات الخصم. |
| Size kupon verebilirim, bir gün gelip kontrol edersiniz. | Open Subtitles | أستطيع أن أمنحكما كوبونات بإمكانكم المجيئ في وقت ما |
| Almak istediğim eldivenler için kupon, değil mi? | Open Subtitles | كوبونات لتلك القفازات ان اردت الحصول عليها، أليس كذلك؟ |
| 10 tane kupon yaptığımı unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسى اننى اشتريت 10 كوبونات |
| Çok yaratıcı. Zaten bedava olan sarılma için Kuponlar ama bunlar resmileştiriyor bu yüzden çok iyiler. | Open Subtitles | فكرة ذكيّة، كوبونات للأحضان مع أنّها مجّانيّة عادةً. |
| Yerde, cam parçalarının üzerinde Kuponlar var. | Open Subtitles | هناك كوبونات على الأرضية فوق الزجاج |
| Kuponlar. | Open Subtitles | كوبونات, كوبونات مجانيه |
| Özellikle sadece, indirim kuponları ve önemsiz postalar olduğunu göz önüne alırsak. | Open Subtitles | لاسيما بأنها مجرد كوبونات وحفنة من البريد الغير مرغوب فيه |
| Bunlar Cooper kuponları. Senin için yapabileceğim farklı şeyler içeriyor. | Open Subtitles | هذه كوبونات "كوبر" هذه أشياء مختلفة يمكني فعلها من أجلك |
| 20liklerin arasına sıkıştırdığın ücretsiz mısır alma kuponları. | Open Subtitles | لقد وضعت عشرون دولا حول كوبونات فطيرة النقانق |
| Şimdi Tim, sana Horizons için bir kaç ekstra içki kuponu vermeme izin ver. | Open Subtitles | الأن يا تيم دعني أعطيك القليل من كوبونات الشرب المجانية لمطعم الهورايزون |
| Pazar ekinden topladığınız bir miktar market indirimi kuponu nu gördüm. | Open Subtitles | و رأيتُ رزمة من كوبونات البقالة من صحيفة يوم الأحد |
| Hop Li için kuponum var. | Open Subtitles | لديّ كوبونات لمطعم "هوب لي" |
| Size kuponlarım olduğunu söylediler mi acaba? | Open Subtitles | هل أخبرتك أن لدي كوبونات الخصم هذه؟ |
| Pasta Evi kuponlarını buldum. | Open Subtitles | وجدت كوبونات تخفيض لمحل الفطائر |
| Ama sonra farkına vardım ki aynı gece Del Taco kuponlarının son günüymüş. | Open Subtitles | ولكنّي أدركت أنّها نفس الليلة التي ستنتهي بها صلاحية كوبونات ديل تاكو |
| Bu hastane için kuponun mu vardı? | Open Subtitles | هل لديك كوبونات تخفيض لهذه المستشفى! ؟ |