Hastanede bir hafta yattım Koz ise neler olduğunu merak ediyordu. | Open Subtitles | قضيت أسبوع في المستشفى تاركًا كوز في حيرة عن ماذا يحدث |
Benim narkotik sorumlum, Koz ise, gelip günü kurtardı derim. | Open Subtitles | وبعدها أتى المشرف علي من مكتب المكافحة كوز وأنقذ اللموقف |
Bir de bana "Rahatsız" derler. Sen delisin kuzen. Bu arada, ilaçlarını almaya devam ediyor musun? | Open Subtitles | وهم يعتقدون أنني بحاجة ميدس أنت مجنون ، كوز |
Evet, Jake'in adamlarından birini kuzen Morales'i görmeye gitmiştim. | Open Subtitles | "أجل، لقد ذهبت لمشاهدة أحد أبناء "جاك" "كوز موراليس |
Cumartesi öğleden sonra bir süre Cos Cob'da olmam gerekiyor. | Open Subtitles | سأحتاج لأقضي بعض من مساء يوم السبت في كوز كوب. |
Kuze'yi bulmak için en hızlı yol budur. | Open Subtitles | هذا هو أسرع وسيلة للعثور على كوز. |
Koz ve Kiles haricinde kimse, benim Atf için çalışan bir muhbir olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد إلا كوز وكايلز يعرف أني مخبر لدى مكتب المكافحة |
Her gecenin sonunda ATF* denetmenim Koz'la iletişime geçmem gerekiyor. | Open Subtitles | في نهاية كل ليلة علي أن أراجع العميل المسؤول علي كوز |
Bak Koz, onların saçmalıklarına daha ne kadar katlanabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | انظر كوز أنا لم أعد أدري كم من مشاكلهم أستطيع أن أحتمل |
Koz benden göze batmamamı istiyor ama Schizo şimdi de beni başkan yardımcısı yaptı. | Open Subtitles | كوز يريدني ان أتوارى عن الأنظار لكن سكيتزو جعلني نائب الرئيس |
Hadi, aç şunu! Koz, konuşmamız lazım! | Open Subtitles | بالله عليك أجبني , كوز يجب علينا أن نتحدث لدينا مشكلة حقيقية ياجل |
Bak, Koz çalıştığı en iyilerden birinin sen olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كوز يقول لي أنك أفضل الذين عمل معهم |
kuzen tanıdığımız biri. Ondan ne istiyordun? | Open Subtitles | لقد تعرفنا عليه، ما الذي تريده من "كوز"؟ |
Çok da başarılı olmuşsun kuzen. | Open Subtitles | "الأمر على وشك أن يكون حقيقي كما تم يا "كوز |
Tamam kuzen Morales'in verdiği talimattaki gibi. | Open Subtitles | حسناً بهذه الطريقة "كوز موراليس" وجههم، صحيح؟ |
- Halkların gücüne Cos. - Halkların gücüne Marty. | Open Subtitles | كوز للناس، القوة مارتى للناس، القوة |
Kuze'nin Osmond'dan ne çaldığını bulmuştu. | Open Subtitles | وجدت ما كوز سرق من أوزموند. |
Sivri çatılıyı. Haklısın, Cuse. | Open Subtitles | الشاحنة ذات السقف المفتوح (أنت على حق يا (كوز |
Çok da umurumdaydı. Koss Kulaklıkları, kupa finali reklamımızı geri çekmek istiyor. | Open Subtitles | لا آبه البتّة، "كوز للسمّاعات" ستريد إلغاء دعاية "السوبربول". |
Neden Yolu'na (Cause Way), Kaptanımızın keşfettiği yola, | Open Subtitles | طريقة كوز الطريقة التي اكتشفها المعلم |
Herkes ona Cooze (kaltak) der, çünkü ilgilendiği tek şey onlar. | Open Subtitles | (الجميعينادونه(كوز وهذا ما يهمه في الأمر |
Yani, kuzenle cinayet arasında bağlantı kurmak mümkün değil. | Open Subtitles | إذاً لا يوجد إثبات بأن "كوز" هو القاتل |
Kanları yeşil ve göğüslerinde kalp yerine çam kozalağı var. | Open Subtitles | لديهم دمّ أخضر و كوز صنوبر في صدرهم بدلا من القلب |
Ya, çam kozalakları gerçekten iş görür. | Open Subtitles | نعم ، كوز الصنوبر سيحدث فرقاً. رفيقي |
Dün arabasında yalnız oturmuş, mısır koçanı kemiriyordu. | Open Subtitles | يوم أمس، رأيتها بمفردها في سيارتها تأكل كوز ذرة |