| gezegeni o kadar küçükmüş ki diğerini görebilmek için sandalyesini biraz kaydırması yetiyormuş. | Open Subtitles | كوكبه كان صغيراً جداً كل ما كان عليه فعله أن يحرك كرسيه بعض الخطوات ليرى غروباً آخر. |
| gezegeni o kadar küçükmüş ki diğerini görebilmek için sandalyesini biraz kaydırması yetiyormuş. | Open Subtitles | كوكبه كان صغيراً جداً كل ما كان عليه فعله أن يحرك كرسيه بعض الخطوات ليرى غروباً آخر. |
| Çünkü gezegeni olan Kripton'daki yüksek yerçekimi nedeniyle, Dünya'daki yerçekimi onu etkilemiyor. | Open Subtitles | بسبب سحب الجاذبية الأرضية الأقوى في كوكبه الأصلي "كريبتون"، جاذبية الأرض لم يكن لها تأثير عليه |
| Süpermen'in en büyük zayıflığı kendi gezegeninden gelen kriptonit. | Open Subtitles | نقطة ضعف سوبر مان الاكبر هي حجر الكريبتون القادمة من كوكبه |
| gezegenine bomba yolladığımızı unutma. Kurtaracağı hiçbir şey kalmamış olabilir. | Open Subtitles | لا تنسى اننا ارسلنا قنبلة الى كوكبه ربما لم يعد لديه شيء لينقذه |
| Bütün ailesini kaybetmiş, Borg'lar gezegenini yok ettiğinde... | Open Subtitles | فقد عائلته بأكملها عندما دمّر آل (بورغ) كوكبه. |
| Ben, Kyle'ın kendi gezegeninde okula gitmesi gerektiğini kastetmiştim. | Open Subtitles | عنيت أنه لا بد وأنه ذهب الى المدرسه في كوكبه |
| Uzun zaman önce, kendi gezegenindeki tek diktatördü. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة, كان هو الحاكم المطلق الوحيد على كوكبه. |
| Ama gezegeni için savaşmış bir gaziyim. | Open Subtitles | لكني محارب قاتل من أجل كوكبه |
| gezegeni krizde. Halkı aç. | Open Subtitles | كوكبه فى ازمة وشعبه يموت جوعا |
| İşte, orada. Burası onun gezegeni. | Open Subtitles | هناك، هذا هو كوكبه. |
| Morty, bu adamın bütün bir gezegeni yok edildi. | Open Subtitles | ياللهول يا (مورتي), هذا الشخص دُمّرَ كوكبه بأكمله. |
| Onun tüm gezegeni yok oluyordu. | Open Subtitles | كوكبه بالكامل كان يحتضر |
| Tüm gezegeni ölüyordu. | Open Subtitles | ان كوكبه يحتضر بأكمله |
| Lord Başkan bütün saygımla söylüyorum adamın gezegeninden defolun. | Open Subtitles | ...سيادة الرئيس ...مع إحترامي... إرحل عن كوكبه... |
| Kendi gezegeninden radyoaktif parçalar. | Open Subtitles | قطع إشعاعية من كوكبه الأمّ |
| Yerde, çok net bir mesaj yolluyor ve bizden onun gezegenine gelmemizi istiyor. | Open Subtitles | وإنه حتى الآن هُنا، على الأرض، ويرسل رسالة واضحة للغاية، يخبرنا للقدوم إلى كوكبه. |
| gezegenini ziyaret etme izni. | Open Subtitles | الإذن لزيارة كوكبه |
| Bu yüzden o kadar güçlü. Baern Kripton'a gelmeden önce kendi gezegeninde yüzlercesini öldürdü. | Open Subtitles | بيرن قتل المئات على كوكبه الخاص قبل أن يأتي إلى كوكب كريبتون |
| Onun gezegenindeki Unaslar ailece yaşıyorlar. | Open Subtitles | الأوناس في كوكبه يعشون معا في عشائر |