| Tanrı yardımcım olsun, işimi devam ettirebilmek için bu zırvalıkları basmalıyım, ama onları okumak zorunda değilim. | Open Subtitles | باركي روحي يا سيدتي عليَّ أن أنشر هذا الهراء لأستمر في عملي لكن ليس عليَّ أن أقرأه |
| Hatalarından ders alana kadar zamanı sıfırlamam için. | Open Subtitles | لأستمر في إعادة الوقت حتى تتعلَّم من أخطائِك |
| İletişim kurmaya çalışmaya devam etmek için. Yardım etmeye çalıştığımızı göstermek için. | Open Subtitles | لأستمر بمحاولة التواصل معهم, وأطمئنهمأننانحاولالمساعده. |
| Bu yazın en kalabalık hafta sonumuzda sana bunu vermem için pek sebep vermiyor. | Open Subtitles | حسنا,هذا لا يعطيني دافعا لأستمر في هذا خلال أزحم أسبوع لنا في الصيف |
| Kabul ettim. Yani, ben yıllardır ve yıllardır bir sır saklıyordum, o yüzden alışkanlık haline gelmişti, bir sır olarak saklamaya devam etmek. | TED | اعني, لقد كتمت السر لسنين وسنين وسنين إذَا كانت كيد اخرى أمدها, لأستمر في كتمان السر |
| Programa göre bitirmek için bugün gitmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن اذهب الآن لأستمر على الجدول الزمني |
| Sizi kontrole gelmek için de bahanem olur. | Open Subtitles | كما انه يعطيني عذرا لأستمر في الاطمئنان عليك ايضا |
| Bunu devam ettirebilmek için normal bir vampirin 4 ya da 5 katı fazla beslenmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعني , أنني يجب علي أن أتغذى أربعة أو خمس أضعاف ما يتغذى به مصاص الدماء العادي لأستمر في فعل ذلك |
| Gerçek şu ki, bir arkadaşım birkaç dakikalığına iş yapmam ve sonra bir şarta bağlı olmadan bir haftalığına New Orleans'tan ayrılmam için bana 3 bin dolar teklif etti. | Open Subtitles | لأستمر لبضع دقائق ثم أغادر نيو أورلينز لمدة أسبوع بدون أى أسئلة |
| Seninle çalışmaya devam etmek için gerekeni yaptım. | Open Subtitles | فعلتُ مايتوجّب علي فِعله لأستمر في العمل معكِ. |
| Yeni bir şevkle çalışmaya devam etmem için enerji verdi bana. | Open Subtitles | لقد زودني بالطاقة لأستمر بعملي بنشاط جديد |
| Bunun için tam olarak daha ne kadar kıçını öpmem gerekiyor? | Open Subtitles | لكم من الوقت احتاج لأستمر بالتملق اليك ؟ |
| Yaşamak için güçlü olacağım ve onu koruyacağım... | Open Subtitles | ... سوف أصبح قوي ... لأستمر بالحياة ... ... و ... |
| Ve bu kadar sıkı çalışmam için bana sebep verdi. | Open Subtitles | و أعطاني سببا لأستمر بالعمل جاهدا |
| Ben de güvende olduğundan emin olmak için katılacağım. | Open Subtitles | هذا صحيح لذا سأذهب، لأستمر في الحياة |
| Araştırmam için birkaç hafta daha ver. | Open Subtitles | إمنحني بضعة أسابيع لأستمر في البحث |
| Bölümümü bitirebilmek... bir parça kağıt için o yazılımdan vazgeçtim, kolejde kaldım. | Open Subtitles | لقد تخليت عن التطبيق لأستمر في الدراسة بالكُلية والحصول على شهادتي العلمية ... ورقة |
| Kızın kesilmesine göz yumup Chase'e yumruk atmasaydı ikisini de House'a destek vermek için gözden çıkarır ve onlarsız hayatıma devam ederdim. | Open Subtitles | (تخليت عنهما لمساعدة (هاوس و كنت لأستمر دونهما إن لم يكد يبتر أعضاء (تلك الفتاة ولكم (تشايس |
| Bu evde yaşamaya devam etmek için bir sebebim yok artık. | Open Subtitles | لا سبب لأستمر في العيش في هذا المنزل . |
| Her şeyi yolunda tutmak için nakde ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أحتاج للسيولة النقدية لأستمر |