| Sizi mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأعمل بكل مابوسعي لأسعدك. كل شيء على الأطلاق. |
| Onu seni mutlu etmek için koydum, Hastings. | Open Subtitles | لقد قلت ذلك لأسعدك يا "هستنغز" |
| Sadece mutlu etmek için. | Open Subtitles | فقط لأسعدك |
| Niyetim seni mutlu etmek değil. | Open Subtitles | لا نية لأسعدك |
| Seni memnun etmek için yapabileceğim herhangi bir şey var mı, anne? | Open Subtitles | هل هنالك شئ أستطيع فعله قط لأسعدك, أمي؟ |
| Seni memnun etmek için, aptalı oynayan biri. | Open Subtitles | انا شخص أعتد بأن اكون أحمقا فقط لأسعدك |
| Seni memnun etmek için sadece yaşadığımız biliyorum. | Open Subtitles | تعرف أنني أعيش لأسعدك فقط |