| Senden bunu duymak için hapiste olmaya değer. | Open Subtitles | إن لى قلباً يا ريت أتعلمين، الأمر يستحق أن أكون في السجن لأسمع منك هذا |
| Birazdan çıkacaklar. Açıklamayı duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | سيخرجون في أية لحظة لا يمكنني الانتظار لأسمع تفسيرهم |
| Daha bu sabah onunla birlikteydim, yaptığı muazzam büyüleri dinlemek için. | Open Subtitles | لقد كُنت معهُ، هذا الصباح، لأسمع .منهُ روائع السحر الذى يُمارسه |
| Burada kalıp bunları dinlemeye devam etmekte bir fayda göremiyorum. | Open Subtitles | دكتور ،أعتقد أنه ليس على البقاء هنا لأسمع كل ذلك |
| Bazen eve geldiğimde, hiçbir şey dinleyecek halim kalmıyor. | Open Subtitles | أحياناً أعود للمنزل و أنا لست في مزاج جيد لأسمع أي شيء |
| Mafyadan birileri olsaydı, bir şey duymazdım. | Open Subtitles | إذا كانوا رجال عصابات ما كنت لأسمع شيئاً |
| Birazdan çıkacaklar. Açıklamayı duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | سيخرجون في أية لحظة لا يمكنني الانتظار لأسمع تفسيرهم |
| Sana zaten içimi kemiren şeyleri duymak için mi saatte dört dolar ödüyorum? | Open Subtitles | أدفع لك بالساعة لأسمع كلام كم هذا الهراء ؟ |
| Çok güzel. Onca yolu bunu duymak için mi geldim? | Open Subtitles | . هذا لطيف هل قطعت كل هذا الطريق إلى هنا لأسمع هذا؟ |
| Arada bir, sırf telesekreterdeki sesini duymak için onu arıyorum. | Open Subtitles | من حين لآخر، أتّصل فقط لأسمع صوتها على المجيب |
| İkiniz oturuyorsunuz, ne istediğinizi duymak için sabırla bekliyorum. | Open Subtitles | منذ أن جلستما، كنت أنتظر بصبر، وأعتقد أنكما توافقانني على هذا لأسمع مالذي تريدونه. |
| Orada oturmuş, tek düşündüğüm ise onun sorunlarını dinlemek için bakıcıya saatte 3.25 dolar ödediğimdi. | Open Subtitles | وكنت أفكر وأنا جالسة هناك أننى أدفع لجليسة الاطفال 3.25 دولار فى الساعة لأسمع لمشكلاته |
| Ben bu saçmalıkları dinlemek için şehirler arası parası ödemiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أدفع لمكالمة بعيدة لأسمع هذه التفاهات |
| Diğer taraftan... eğer şu morluk hakkında konuşmak istersen... seni dinlemek için dakikasına bir dolar öderim. | Open Subtitles | لكن إذا رغبت بالحديث عن هذه الكدمات سأدفع دولاراً لكل دقيقة لأسمع منك |
| Hiç de değil. Anlatacaklarını dinlemeye geldim. | Open Subtitles | . أطلاقاّّ يا حلوة جئت إلى هنا لأسمع جانب من القصة |
| Çünkü dinlemeye hazırım. | Open Subtitles | لأنني.. مستعدةٌ لأسمع ، عنه ، وعنكِ وعن تلك الحياة التي يعيشها |
| Bunları dinleyecek vaktim yok çünkü yeniden başkanın gözüne girdim Mellie. | Open Subtitles | لا أملك الوقت لأسمع هذا، لأنه يثق بي مجدداً ميللي. |
| Şu an ilişki draması ya da diğer zırvalıklarını dinleyecek zamanım yok. | Open Subtitles | ولكن أنا مشغول جدا لأسمع مصيبة أخرى بشأن صديقته أو دراما |
| Mafyadan birileri olsaydı, bir şey duymazdım. | Open Subtitles | إذا كانوا رجال عصابات ما كنت لأسمع شيئاً |
| Her ne olduysa buraya onun ağzından duymaya geldim. | Open Subtitles | مهما يقول لقد أتيت لأسمع ذلك مباشره من غوو جون بيو لابد لى من مقابلته |
| Her hafta hikayelerini dinlemem için onunla buluşmamı istiyor. | Open Subtitles | يريدني أن أذهب هناك بالسيارة كل إسبوع لأسمع نوادره |
| Sürdürmeye çalıştığım bu hayat beni doğruca, sadece onların acı çığlıklarını duyacağım cennete götürecek. | Open Subtitles | الحياة التي أحاول أن أعيشها ستجعلني أنعم بالجنة فقط لأسمع صرخات عذابهم |
| Bu tehdidin büyüklüğüne uygun olarak, alabileceğimiz tüm önlemleri almalıyız bu konudaki ihtiyaçlarınızı öğrenmek için buradayım. | Open Subtitles | يجب أن نكون متنبهين بقدر الإمكان بتهديد بهذا الحجم أنا هنا لأسمع ما تحتاجون إليه |
| Ne dediklerini duyabilmek için öne eğildim. | Open Subtitles | لكنني تقدمت قليلاً للأمام لأسمع ما كانوا يقولونه |