| Bir anneye ihtiyacım yok ve onları görmeye gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى أم تحميني، ولن أذهب لأقابل هؤلاء الناس. |
| Merhaba, benim adim Ben Thomas. Stewart Goodman'i görmeye geldim. | Open Subtitles | اسمي بين طوماس أنا هنا لأقابل ستيورات غودنر |
| Saat 10' da Iris' le buluşacağım. | Open Subtitles | يجب أن أكون في الردهة في العاشرة لأقابل أيريس |
| Peki, belki de adı çıkmış ünlü komşumla tanışmak için bir yol arıyordum. | Open Subtitles | حسناً ، ربما كنت أبحث فقط عن طريقة لأقابل بها جاري السيء السمعة |
| Yeni insanlarla tanışma havasında değilim. | Open Subtitles | اجل , لم اكن بمزاج مناسب لأقابل اشخاص جدد |
| Buraya Joy'u mihrapta bırakan adamla buluşmaya geldik. | Open Subtitles | أنا هنا لأقابل الرجل الذي هجر جوي فى زفافها |
| Bunun için kardeşin Mike'ı görmeye geldim. | Open Subtitles | و لهذا أنا هنا لأقابل أخوك مايك |
| Tam olarak değil... Dadımı görmeye geldim. | Open Subtitles | ليس صحيحآ لقد جئت لأقابل ديجان |
| Ayrıca eski bir dostumu da görmeye geldim. Kenneth Marshall. | Open Subtitles | جزئيا, اننى هنا لأقابل صديق قديم |
| Tavares. Wilhelmina Slater'ı görmeye geldim. | Open Subtitles | انا هنا لأقابل ويلامينا سلايتر |
| Hakla ilişkiler elemanıyla buluşacağım ve bana muhabire tam olarak neyi nasıl söylemem gerektiğini anlatacak. | Open Subtitles | لأقابل شخص خبير بالعلاقات الشخصيه ليخبرنى تحديداً ما سأقول لصحفى و كيف سأقوله |
| Barda birkaç arkadaşımla buluşacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأقابل بعض الأصدقاء بالحانة. |
| Buffalo'daki asker arkadaşımla buluşacağım. | Open Subtitles | لأقابل صديقي العسكري في بافالو |
| Mmm-hmm. Sevgilimle tanışmak için ormanda yürürken bu gün neşeli dağlarda. | Open Subtitles | أسيرُ في الغابة لأقابل حبيبي في هذا اليوم على جبل البهجة |
| Kişisel olarak, böyle bir deha ile tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | شخصياً، لا أطيق الإنتظار لأقابل رجل بمثل هذا الذكاء |
| Benzer şeyleri yapmaya ilgisi olan arkadaşlar ve öğretmenlerle tanışma şansım olduğu kadar zorlu fikirlerle ilgilenme arzum dirençle de karşılaştı. | TED | بينما كنت محظوظاً لأقابل زملائي وأساتذتي الذين يحملون نفس الاهتمامات، رغبتي لأتشارك الأفكار الصعبة واجهتها أيضاً بعض العوائق. |
| Eski kız arkadaşımla buluşmaya. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لأقابل صديقتي السابقة |
| Gus'la burada buluşmam için bana mesaj bırakılmış. | Open Subtitles | تلقيت رساله على جهاز المجيب الآلى لأقابل جوس هنا |
| Dutch Henry adında bir adamla buluşmak için buradayım. | Open Subtitles | ركبت لأقابل رجلا اسمه داتش هنري ويسكي ، لو سمحت ؟ |
| Bunun yerine babanı görmek için 170 mil araba kullanmam lazım. | Open Subtitles | بدلا من ذلك يجب أن أستخدمها لأسوق 170 ميل لأقابل أبوكِ |
| Onlarla görüşmek için zamanım yok. Hemen birine ihtiyacım var. İçimde bir his onun olması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا أملك وقت لأقابل أحدا أريد شخصا يكون مهتما |
| Umarım kızmamışsınızdır ama beni neredeyse-ebeveynlerimle tanışmaya, Şirin Vadi Kasaba Kulübü'ne davet etti. | Open Subtitles | واتمنى انكم لستم غاضبين, لكنه دعاني الى نادي "وادي بليزنت" الريفي لأقابل "تقريبا آبائي". |
| Mobo törenine gelip adamlarınla tanışacağım. | Open Subtitles | فهمتني ؟ سوف أتي إلى الموبو لأقابل أصدقائك |
| Burada biriyle buluşacaktım, ama onu bulamadım. | Open Subtitles | أنا فقط هنا لأقابل شاب ومن ثم سأذهب ولم أجده حتى الآن |