| Burada bu kadar çok güzel şeyin olması şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كمية الأشياء الجميلة التي هنا |
| Rusça'yı akıcı konuşmam çok şaşırtıcı! | Open Subtitles | إنّه لأمر مدهش كيف أتكلّم الروسيّة بطلاقة |
| İnsanların bir anda minnettarlıklarını kaybetmesi ne kadar inanılmaz. Değil mi? | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كيف يفقد الناس موهبة الإمتنان بسهولة, أليس كذلك؟ |
| Bu inanılmaz, ülkedeki en gerçekçi kişiyle 11 yıl geçirmek senin iyi insanlar hakkındaki yanlış inancını değiştirmemiş. | Open Subtitles | انه لأمر مدهش, كيف ان 11 عاما من الحياة الواقعية فى هذه البلاد لم تقدر على تغيير اوهامك اللطيفة عن الناس اللطفاء |
| Bazı insanların, paraya bu kadar düşkün olması, hayret verici. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كيف يؤثر المال على بعض الناس |
| muhteşem bir şey. Anabilgisayar 1942'de icat edilmişti. | TED | أنه لأمر مدهش. تم اختراع الحاسوب في عام 1942. |
| Evet. Birkaç saatin ne kadar iyi geldiğini bilsen şaşarsın. | Open Subtitles | أجل، إنّه لأمر مدهش ما يمكن لساعتين أن تفعله لرجل |
| Zaman içinde, müziğin insanları bu denli duygulandırması şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كيف، على مر السنين، الموسيقى تجعل الناس يتحركون، |
| Bir hamburger kıyafetinin içinde fırça yemek şaşırtıcı birşey. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كم أن هذا الشعور مهين الظهور بزي الهامبورغر وأن تضرب بواسطة بالون |
| Çekici bir elbise ve biraz kırıtmayla neler yapılabileceğini görmek şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش ما يمكنك أن تحصل عليه من حلية مقلدة وتفكير إجرامي |
| Ve o kişi en komiklerinden biri --- ben Yoda diyorum ona çünkü adamla konuşuyorsunuz, ondan bir elektronik posta alıyorsunuz, ve sen "Ben değerli değilim. Bu adam çok şaşırtıcı." | TED | وهو حقاًُ احد اكثر الاشخاص طرافة .. انا ادعوه يودا لأنك تتحدث الى الرجل ، و من ثم تحصل على بريد إلكتروني منه ، فتقول في نفسك .. ، "أنا لا شيء يذكر امام هذا الرجل.. انه لأمر مدهش للغاية". |
| Bu çok şaşırtıcı. | TED | إنه لأمر مدهش. |
| Biz gelip nerede şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش من أين أتينا. |
| Gökteki rengarenk çizgiler,inanılmaz. | Open Subtitles | طريقة الخطوط الملونة بالسماء إنه لأمر مدهش. |
| Tüm test sonuçlarını yeniden inceledim. Ve tamamıyla inanılmaz. | Open Subtitles | راجعت جميع نتائج الفحوصات و هو لأمر مدهش للغاية |
| Lise arkadaşlarınla hala bu denli yakın olman cidden inanılmaz. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش أن كنت لا تزال ضيقة جدا مع الأصدقاء في المدرسة الثانوية. |
| İnsanın seçeneği kalmayınca öğrenebilecekleri inanılmaz. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش ما يمكن أن تتعلمه عندما تنفذ منك الخيارات. |
| DC'nin hemen dışında bu kadar toprak olması inanılmaz. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كَم ّالأراضي هناك خارج العاصمة |
| Hoş bir gülüşün ve powerpoint sunumunun insana neler yapabileceği inanılmaz. | Open Subtitles | {\pos(192,205)}إنه لأمر مدهش أن الإبتسامة الجميلة والغاية القوية التي سَتَحْصلي عليها |
| Yalan ilişkilerin ne kadar karmaşık olabileceği hayret verici, değil mi? | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش ما يمكن أن تصبح عليه العلاقات المخادعة، أليس كذلك؟ |
| Hayatta hiç düşünmediğin bir şeyde nasıl bu kadar çabuk yetenekli biri haline dönüştüğünü görmek hayret verici. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش كيف بسرعة شيء لا يمكن التفكير بأنكى قادرة على فعلة . يصبح طريقة حياة. |
| İşlerin bozulduktan sonra böyle çabuk boka sarması hayret verici. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش سرعة تتطور الوضع من "حرج" إلى "عاصف مزرٍ" |
| Bu muhteşem. Görünmeyeni çekebiliyoruz. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش تصوير شيء لا يمكنا حتى رؤيته |
| Üç ayda bir motel odasında ne kadar eşya biriktiğini görsen şaşarsın. | Open Subtitles | أجل إنّه لأمر مدهش للكم الذي تراكمته تلك الأشياء في غرفة النُزل على مدار الثلاث شهور الماضيين |