| Şimdi oyun yüzünü takınıyorsun çünkü biri eve girmeye çalışıyor! | Open Subtitles | الآن أريدك أن تكوني مُستعدة لــلُعبة لأن أحدهم يقتحم المنزل |
| Buraya geri döndüm çünkü biri beni öldürmeye çalışıyor, ve en başta beni gitmeye zorlayan olayla bir ilgisi var. | Open Subtitles | جئتُ إلى هنا لأن أحدهم يحاول قتلي و هذا متعلق بما حصل في السابق و أضطرني للمغادرة في المقام الأول. |
| çünkü biri polisi aramış ve bir cinayeti ihbar etmiş. | Open Subtitles | لأن أحدهم إتصل بالشرطة وأخبرهم عن وقوع جريمة. |
| Çünkü birisi seninle konuşurken görüldüğünü söyledi. Ladylerim bazen değişken olabiliyorlar. | Open Subtitles | لأن أحدهم قال أنه رأها تتحدث معك فسيدتي سريعة التقلب أحيانًا. |
| Çünkü birileri onları zorladı. | Open Subtitles | "لأن أحدهم عزف بقوة" |
| çünkü biri onları önemsizlermiş gibi katlayıp torpido gözüne atmış! | Open Subtitles | لأن أحدهم ألقاهم خارج الدرج وكأن الأمر لا يهم |
| Bir hafta sonra kendini, göğsünde beş kurşunla gösteriyor çünkü biri onu acımasızca vurdu. | Open Subtitles | و بعدها بأسبوع يظهر بخمس رصاصات في صدره لأن أحدهم قتله بكل برود |
| Hayır. Bir anlaşma imzaladın çünkü biri seni zorladı. | Open Subtitles | لا، عندما توقع عقداً فذلك لأن أحدهم يجبرك على ذلك |
| çünkü biri sana bunu söyledi. | Open Subtitles | لا , لأن أحدهم أخبركم أن هذا مكان تواجد الإثارة |
| çünkü biri dışarıdan camı kırmış ve içeri girmiş. | Open Subtitles | لأن أحدهم كسر الزجاج الأمامي من الخارج لكي يدخل |
| çünkü biri araç şarj aletimi aldıktan sonra geri vermeyi unutmuş. | Open Subtitles | لأن أحدهم قد نسى ان يعيد الشاحن الخاص بسيارتي في أخر مرة استعاره. |
| Beyefendi, kendisine sadece favorilerimi eşit hizaya getirmesini söyledim çünkü biri diğerinden daha uzundu ve gitti yarısını kesti. | Open Subtitles | لقد قلت له فقط أن يقوم بتسوية سوالفي لأن أحدهم أعلى من الآخر قليلاً فقام بقصه كله |
| Çekmem. çünkü biri koca bir zenci diğeri de cılız, beyaz bir herifti. | Open Subtitles | أجل, لأن أحدهم كان أسمراً ضخماً, و الآخر كان أبيضاً نحيلاً |
| - Kokuyor! çünkü biri bulaşık suyunun içinde bırakmış. | Open Subtitles | هذا لأن أحدهم تركها منقوعة في ماء المغسلة. |
| Demek ki çok narinmişsin, çünkü biri vergi müfettişi, diğeri ise futbol antrenörüydü. | Open Subtitles | إذن أنت شخص تسهل إخافتك لأن أحدهم كان يعمل في استثمار والآخر مدرب كرة قدم |
| İnsanlar panikliyor çünkü biri dolapların arandığını söyledi. | Open Subtitles | الناس مرتعبون لأن أحدهم قال أن الشرطة يُفتّشون الخِزانات. |
| Benim derdim bu lanet bataklıkta yürümek, her tarafta polisler tarafından aranmak, Çünkü birisi polisleri vurmanın iyi bir şey olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مشكلتي هي أننا نسير في هذا المستنقع القذر بينما يبحث الجميع عنا لأن أحدهم قرر أن قتل الشرطة فكرة جيدة |
| Çünkü birisi sizi mutfaktan beraber geldiğinizi söylemişti. | Open Subtitles | لأن أحدهم قال أنه رآكم أنتما الإثنان قادمين منخلفالمطبخمعاً. |
| Elimizde kanı yok Çünkü birisi onu tutuklamayı beceremedi. | Open Subtitles | والذى لن نستطيع فعله لأن أحدهم لم يستطيع ان يقبض عليه؟ حسنا ، أنا أسف |
| Çünkü birileri onları zorladı. | Open Subtitles | "لأن أحدهم عزف بقوة" |
| Çünkü birileri onları zorladı. | Open Subtitles | "لأن أحدهم عزف بقوة" |
| Stajyerlerimin de benimle aynı fikirde olmasını sağlardım, ama şu anda moladalar Çünkü içlerinden biri "Haydi coşalım." dedi. | Open Subtitles | ولكنّهم الآن في وقت الاستراحة لأن أحدهم يستخدم عبارة "Let's rock and roll." |