| O ezmenin hepsini yesen iyi olur çünkü bu akşam başka yemek yok. | Open Subtitles | الأفضل أن تتناول كل الفريكي ، أيها الغبي لأن ليس هناك المزيد الليلة |
| Ölüm onun canını sıkmıyor çünkü hayatta istediği birşey yok! | Open Subtitles | الموت لا يقلقه لأن ليس هناك ما يريده فى الحياة |
| çünkü asit soluyan bir masuma karşılık yapabileceğim bir şey yok anladın mı? | Open Subtitles | لأن ليس هناك الكثير يمكن أن أفعل ضد الأبرياء حمض التنفس، هل تعلم؟ |
| Bu da harika birşey, çünkü hayatta sıradan olmak kadar kötü birşey yoktur. | Open Subtitles | و هذا عظيم، لأن ليس هناك شيء أسوأ في الحياة من كونك عادية. |
| çünkü nasılsa herhangi bir fotoğraf çekecek bir fotoğrafçı yok. | Open Subtitles | لأن ليس هناك مصور هناك لأخذ صور على أية حال. |
| İyi de, biliyor musun, bu çok tuhaf, çünkü bu elbisede düğme yok. | Open Subtitles | .. ذلك غريب جداً .لأن ليس هناك أزرار علي هذا اللباس |
| Çocuklar. Biriniz yukarı gelmeli. Hiç yer yok. | Open Subtitles | أيّها الرفاق، أن أحداً منكم سوف لن يغادر معنا لأن ليس هناك مكان. |
| Başımız büyük belada, çünkü burada 3. kat yok. | Open Subtitles | لدينا مشكلة خطيرة، لأن ليس هناك طابق ثالث |
| Raporu burada yazmam daha mantıklı, çünkü Bölüm'de Wald operasyonuyla ilgili bir bilgi yok. | Open Subtitles | ومن المنطقى ان استجوبها هنا لأن ليس هناك اي معلومات لوالد في القسم |
| çünkü seks ihtimali yok ve pizza teslimatı yapmıyorsunuz. | Open Subtitles | لأن ليس هناك املاً للمضاجعة و انتِ لا توصلين البيتزا |
| Rüya olduğuna eminim, çünkü Rachel'ın, penceremin altındaki duvarı yalınayak tırmanmasına imkan yok. | Open Subtitles | كنت اعرف انه كان حلما لأن ليس هناك طريقة تجعل رايتشل تتسلق جدار نافذتي من دون أي أحذية عليها |
| çünkü felsefe üzerine kariyer yapmanızın imkânı yok. | Open Subtitles | قائد في الفلسفة، لأن ليس هناك طريق للابتعاد عن ذلك. |
| Hayır, bu imkansız. Arabada barut izi yok. | Open Subtitles | لا، ذلك ليس مستحيل، لأن ليس هناك إستجابة الجلد الكهربائي في السيارة |
| Hakimden de arama emri alamıyoruz çünkü yeterli sebebimiz yok. | Open Subtitles | ولا نستطيع جعل القاضي أن يُعطينا أمر تفتيش لأن ليس هناك سبب محتمل كافي |
| çünkü size yardım edebilmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأن ليس هناك شيء يمكنني القيام به لمُساعدتك |
| çünkü bizim evlatlar için bunlardan iyi bir şey yoktur. | Open Subtitles | لأن ليس هناك.. ليس هناك آي شيء لدى جنودنا |