| Ne aptalım! oğlumun yarınki okul gezisi için. | Open Subtitles | أنا ساذجة، إنها لإبني رحلته المدرسيه غداً |
| oğlumun ödemesine izin veremem. | Open Subtitles | أنت لا تفهم، لا يمكنني السماح لإبني أن يدفع لي |
| oğlum nasıl olur da bu tür bir kızla ilişkiye girer? | Open Subtitles | أنتم مطرودون كيف لإبني أن يختلط بمثل هذا النوع من الفتيات؟ |
| Dinle.. benim ve oğlum için yaptığın herşeye teşekkür ederim. | Open Subtitles | أود أن أشكرك علي كل شيء فعلته لي و لإبني. |
| Onu öyle görmeye dayanamadım. oğlumu özlüyorum. | Open Subtitles | لم استطع ان اقف واراهم هكذا لقد اشتفت لإبني. |
| Bu çeki istiyorsan, oğlumla 13 ay daha evli kalman gerekiyor. | Open Subtitles | .. إن أردتِ هذا المال، فيجب عليكِ أن تظلّي متزوّجة لإبني طوال الـ 13 شهر القادمين |
| Bu Tyrell'in. Benim oğlumun odasına koymayı düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذه لإبني تايريل فكرت أن أضعها باعلى هذه |
| Küçük oğlumun, öğleden sonraki piyesini kaçırmamış olacağım. | Open Subtitles | والآن لن يمكنني تفويت موعد الحفلة الموسيقية لإبني بعد الظهر |
| Benim oğlumun olmasını istediğim gibi, içinde Tanrı korkusu olan dürüst biri olduğunu göster. | Open Subtitles | دعني أعلم أنك لطيف صادق ويخشى الله كما أريد لإبني |
| Buraya oğlumun resimlerine bakmaya gelmediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, اعرف يا جماعة انكم لم تأتوا الى هنا لتنظروا لصور لإبني |
| Başka kızlara zarar gelecek diye endişelenmene gerek yoktu, ben de oğlumun babasının bir katil olduğu mirasıyla... | Open Subtitles | لم يكن عليك ان تقلق بشأن تأذي اي فتيات اخريات و لم ارغب ان يكون لإبني ارث |
| Ben sadece, oğlumun, böyle bir şeyi, benden, öz annesinden, nasıl sakladığını anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أفهم كيف يمكن لإبني إخفاء سرّ مثل هذا عن أمّه |
| Hey, Ironhide, oğlum Daniel'e onu özlediğimi söyle. | Open Subtitles | يا أيورن هايد ، قل لإبني دانيل أنني أفتقده |
| "oğlum Charles Sanford Babbitt'e, ne yazık ki ilişkimizin sona ermesine neden olmuş olan, üstü açılabilir Buick'i miras olarak bırakıyorum. | Open Subtitles | سأترك لإبني تشارلي بابيت ميراثاً السيارة البيوك المكشوفة نفس السيارة التي فرقت بيننا |
| - Yo, hayır. Yani büyük oğlum için entegre matematik sınıfı var. | Open Subtitles | أقصد ، هناك صف الرياضيات المتكاملة لإبني الأكبر سنا |
| Tek bildiğim doğru olan neyse oğlum için onu yapacağım. | Open Subtitles | أعلم فقط أنّه يجب عليّ فعل الشيئ الصحيح لإبني |
| Peki oğlum benim yapabilindiklerimi yapabilecek mi? | Open Subtitles | هل ستكون لإبني القدرة على القيام بما أفعله؟ كلا |
| Hayır, hayır, Lucious için değil oğlum Jamal için istiyorum. | Open Subtitles | كلا، كلا إنها ليست للوسيوس إنها لإبني جمال |
| Sen oğlumu yüksek konseptli bilim kurgu saçmalıkları için sürekli kaçırıp durursan, sınıflarını nasıl geçecek? | Open Subtitles | كيف من الممكن لإبني ان ينجح في صفوفه اذا استمريت بأخذه معك من اجل مغامرات خيال علمي |
| oğlumla, birçok kere neden evden hep uzakta olduğumu izah etmek için konuşmuştum. | Open Subtitles | لقد حاولت في العديد من المرات أن أشرح لإبني, لما انا دائماً بعيدٌ عن البيت |
| Senin yerinde olsam, çocuğuma... ödlek bir hain olduğumu söylemektense burada ölmeyi yeğlerdim. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك, لفضلت الموت هنا على أن أضطر لاشرح لإبني انني كنت خائنا جبانا |
| idi. Cevap genellikle ''Hayır, çocuğum için daha iyi bir iş isterim.'' | TED | كانت الإجابة الموحدة هي " لا , أريد عملاً أفضل لإبني " |
| Oğlumdan caymıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أستسلم لإبني. |
| O daha çok küçükken bunu her gece oğluma söylerdim. | Open Subtitles | كنت أقول هذا لإبني كل ليلة عندما كان فتى صغير |