| Günlük olay kayıtları, şartlı tahliye kayıtları eğitim müdürlüğünden alınan kredi geçmişleri. | Open Subtitles | جرائم اغتصاب و خروقات لإطلاق السراح المشروط وسجلات القروض من قسم التعلييم |
| - Onun son şartlı tahliye duruşmasındaydık. | Open Subtitles | لقد كنّا في آخر جلسةٍ لإطلاق السراح المشروط |
| Benim şartlı tahliye memurum olman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن تكون ضابطي لإطلاق السراح المشروط. |
| Tıbbî bir vaka üzerinden çalışmak şartlı tahliyemi bozmaz. | Open Subtitles | العمل على قضية طبية ليس بخرق لإطلاق السراح المشروط |
| Eğer kanıtlasaydı şartlı tahliyemi bozduğum için bana bir yıllık hapis cezası kartını oynardın. | Open Subtitles | أعتقد أنّك ستعطيني إنذار بسبب كسري لإطلاق السراح المشروط |
| Kötü şekilde tahmin edilemez şartlı tahliye kuruluyla yüzleşip oğlanlarla duş alacağına Papeete'deki ufak muz çiftliğimde yan gelip yatıyor olacaksın. | Open Subtitles | بدلاً من مواجهة أعضاء مجلس لإطلاق السراح المشروط لا يُمكن التنبؤ بهم والإستحمام مع الأولاد |
| - Duruşması var, şartlı tahliye için. | Open Subtitles | لديه جلسة إستَماع لإطلاق السراح المشروط. هذا يكفٍ، حسنًا؟ |
| Seri katilin şartlı tahliye isteği reddedildi. | Open Subtitles | القاتل المتسلسل فشل في آخر طلباته لإطلاق السراح المشروط |
| İkimizin konuşması şartlı tahliye ihlaline giriyor ama önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | تحدثنا انتهاك لإطلاق السراح المشروط لكن أعتقد أن هذا مهم |
| - şartlı tahliye memuruyla personel subayı aynı şey değil mi? | Open Subtitles | إذن ضابط لإطلاق السراح المشروط ومسؤول لشؤون الموظفين... هذا نوعا ما نفس الشيئ، أليس كذلك؟ |
| Heyet, bu davayla alakalı tüm verileri inceledi ve hükümlünün, 463 sayılı mevzuata göre şartlı tahliye için gerekli görülen niteliklere uyduğu tespit edildi. | Open Subtitles | قد راجعت الهيئة كلّ المعطيات وثيقة الصلة بهذا الموضوع ووجدنا أنّ السجين مؤهّل لإطلاق السراح المشروط وفق تشريع الإفراج الرؤوف 463 |
| Yeni şartlı tahliye memurun. | Open Subtitles | أنا الضابط الجديد لإطلاق السراح المشروط |
| şartlı tahliye ve Becky'i tekrar görme şansım olmayacağı da kesin. | Open Subtitles | لن تكون هُناك جلسة لإطلاق السراح المشروط ولا فرصة في رؤية " بيكي " من جديد هذا أمر مؤكد |
| Artık o şartlı tahliye ihlali oldu. | Open Subtitles | حسناً، ذلك إنتهاك لإطلاق السراح المشروط أوغاد! |
| Anna Strong... kocam Selah Strong için şartlı tahliye talep ediyorum. | Open Subtitles | آنــا سترونج) ، أسعى لإطلاق السراح المشروط) (بشأن زوجي ، (سيلا سترونج |
| Chuckie'nin şartlı tahliye evrakları dün geldi. | Open Subtitles | أوراق (تشاكي) لإطلاق السراح المشروط وصلت يوم أمس |