| Seni kızdıracak bir şey yaptım diye düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | يجب أن أحذر أنا لا أستطيع التفكير الا أنني فعلت شيئاً لإغضابك |
| Ayrıca tanıdığım kadarıyla Dr. House'un seni kızdıracak birşey yaptığından da eminim. | Open Subtitles | و واثقة أيضاً من معرفتي بدكتور (هاوس) أنه قد فعل شئ لإغضابك. |
| Ayrıca tanıdığım kadarıyla Dr. House'un seni kızdıracak bir şey yaptığından da eminim. | Open Subtitles | و واثقة أيضاً من معرفتي بدكتور (هاوس) أنه قد فعل شئ لإغضابك. لكن |
| Bunu, seni kızdırmak için yapmıyorum anne. İsyancı bir tavır değil bu. | Open Subtitles | أنا لا أفعل هذا لإغضابك يا أمي هذا ليس عملاً تمردياً |
| Seni kızdırmak için Charlie'yi kullanıyor. | Open Subtitles | فهى تستخدم شارلى لإغضابك |
| Seni sinirlendirmek için beni kullanıyor, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لقد فعل ذلك لإغضابك. تعلمين ذلك، صحيح؟ |
| Seni kızdıracak bir şey mi yaptım? | Open Subtitles | هل قمت بعمل شيء لإغضابك ؟ |
| Seni kızdırmak için yaptım. | Open Subtitles | قمت بذلك لإغضابك |
| - Aday oluyorum çünkü seni sinirlendirmek istiyorum. | Open Subtitles | سأترشح للعمودية فقط لإغضابك |