| Patronun otelden müşteri almaya gittiğini doğruladı ardından olan olayı ona anlatmışsın. | Open Subtitles | رئيسك قد أكّد لنا قصة ذهابك لإقلال اشخاص من الفندق وأنك أخبرته بشأن الحادثه بعدها فورًا |
| Çocukları almaya mı gidiyorsun? | Open Subtitles | هل ستذهب لإقلال الولدين؟ |
| Yardım edebilir miyim? Evet, buraya bize ait olan bir şeyi almaya geldim. | Open Subtitles | {\pos(192,209)}نعم، أنا هنا لإقلال مُخبري السري (سيمور بيركوف) |
| Annem Roscoe'yu okuldan almaya gitti ve anneannem de ölü kadının mülk satışını düzenliyor. | Open Subtitles | ذهبت أمـي لإقلال (روسكو) مـن المدرسـة و جـدتـي تنظـم بيع أغراض منـزل امرأة متوفـاة في حديقـة منزلهـا |
| Ari ve Toros Tev Amca'yı almaya gittiler. Beni RPG'yi almaya gönderdiler. | Open Subtitles | ذهب (آري) و(توروس) لإقلال العم (تيف)، أرسلاني لإحضار قاذفات الصواريخ. |
| Her neyse, Ralph'ı almaya gitmem lazım. | Open Subtitles | على أيّة حال، عليّ الذهاب لإقلال (رالف). |
| Oğlumu almaya mı? Hayır tabii ki. | Open Subtitles | لإقلال أبني ؟ |
| - Seninle Bridget'i almaya geleceğim. | Open Subtitles | سأذهب لإقلال (بريدجت) معك |