| Hayatımı kazanmak için yaptığım işi, kırık bir pastel boya kadar dahi umursamıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتم يا شباب لا تعطون نصف طبشور بني لما افعلة لاعيش .. إليس كذلك ؟ |
| sanki bulutların üstünde yürüyormuşuz gibi... ağaçlar ve çiçekler şarkı söylüyor... bu kadar güzel bir günün doğuşunu görebildiğim için... ne kadar da şanslıyım... bu harika duyguyu kim alır? | Open Subtitles | يجعلك تشعر انك تسير على الهواء كم انا محظوظ لاعيش و ارى جمال الفجر فى يوم كهذا "Bye-bye, lullaby |
| Tam tersine. yaşamak için çalışıyorum. | Open Subtitles | انها اكثر من طريقة, انا اعمل لاعيش |
| Acıyı yaşamak mı istiyorlar, onlara acı neymiş gösterelim! | Open Subtitles | يريدون لاعيش بألم ؟ سنعطيهم الألم |
| Annemle tekrar yaşamak zorunda kalınca, tek hissettiğim aşağılanmaydı. | Open Subtitles | حين اضطررت عدت لاعيش مع امي شعرت |
| Ama hayatta kalmak için bazen birini incitebiliyorsun. | Open Subtitles | لاعيش بسلام بعضالأحيانأنتمجبرعنإيذاء أنسان ما... |
| Pratap, iyi bir hayat kurmam için bir şans vereceği konusunda söz verdi. | Open Subtitles | الضابط برتاب رجونشي وعدني انه سيعطيني فرصة لاعيش حياة شريفة . |
| Burada düzgün yaşayabilmek için daha fazla para lazım olacak. | Open Subtitles | أنا أحتاج المال الاضافي لاعيش هنا |
| Amcamla yaşamak için. Emmet. | Open Subtitles | لاعيش مع عمي ايمت |
| Bunları atlatmak için değneğe ihtiyacım yok. | Open Subtitles | انا لا احتاج عكاز لاعيش حياتي |
| yaşamak için hiçbir nedenim yok. | Open Subtitles | اوه,ليس لدى شىء لاعيش من اجله |
| yaşamak için bir sebebim var. | Open Subtitles | وجدت سببا لاعيش |
| Çünkü seninle yaşamak başa bela. | Open Subtitles | بسبب, أنك ألم بالمؤاخرة لاعيش معه. |
| Bana yaşamak için bir neden verdi. | Open Subtitles | أعطتني شيأً لاعيش لأجله |
| Ben ve çocukları bana yaşamak için bir sebep verdiler. | Open Subtitles | بين) وصغاره) اعطوني سببا لاعيش |