| Efendim, Ali, görevi tamamlamak için kendini öldürmeye razıydı. | Open Subtitles | علي يوافق على التضحية بحياته لاكمال العميلة |
| Öyle görünüyor ki görevi tamamlamak bize kaldı... | Open Subtitles | يبدوا ان الامر سيعود الينا لاكمال المهمة |
| Devreyi tamamlamak için ellerimi de kullansam ve fazla akım benim üzerimden aksa. | Open Subtitles | فقط بيدي لاكمال الدائرة فان الشحنة الزائدة ستعود الي |
| "Cesur" olarak, görevini tamamlamak için iki şeye daha ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | كشخص شجاع، هناك شيئان آخران ستحتاجهما لاكمال مهمتك، القوة والسحر |
| Politik eğitimimi tamamlamak için bir tane daha lazım. | Open Subtitles | انا بحاجة الى واحد اخر لاكمال سياستي التعليم |
| 8'ini birden tamamlamak kesinlikle imkansız. | Open Subtitles | لاكمال الثمانية كُلهم سيكون مثل إكمال المستحيل |
| Bilgimi tamamlamak için bazı şeyleri araştırırım. | Open Subtitles | انا اقوم بالتحري عن اشياء لاكمال معرفتي |
| Propst ve Tuttle 2 yıllık gönüllü hizmetlerini tamamlamak için avrupada bilinmeyen bir yere taşındılar. | Open Subtitles | تم نقل (بروبست) و(توتل) الى مناطق أوروبية أخرى لاكمال سنتي الدعوة |
| "Kızıl Yakut"u tamamlamak için. | Open Subtitles | لاكمال "القلب القرمزي |