| Çevremizdekilere ulaşmak için senin şirin kız kardeşine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | اقصد نحن لانحتاج اختك الجميلة ان تحاول ان تتفوق علينا |
| Biz Schruteler'in kimin ölü olup olmadığını anlamak için Harvard'ın doktorlarına ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نحن عائلة شروت لانحتاج دكتور من جامعة هارفارد ليخبرنا من حي ومن ميت |
| Yeterince dinledik. Artık söyleve ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لقد سمعنا ما يكفي من الكلام و لانحتاج لخطبٍ أخرى |
| Daha fazla yardıma ihtiyacımız yok. Bazı yeni şeyler yararlı olurdu. | Open Subtitles | نحن لانحتاج إلى مساعدة جديدة بعض الأشياء الجديدة ستكون مفيدة |
| Biz şu anda öğrenmek istemiyoruz. | Open Subtitles | نحن لانحتاج حقــاً أنّ نعرف في الوقت الحالي |
| Onlara yardıma ihtiyacımız olmadığını, sadece biraz hava aldığımızı söyleyin. | Open Subtitles | أخبرهم نحن لانحتاج للمساعدة نحن فقط نأخذ بعض الهواء |
| Mutfağa ihtiyacımız yok. Yani, sipariş edebiliriz. | Open Subtitles | نحن لانحتاج إلى مطبخ ، أنت تعرف نستطيع أن نطلب من الخارج |
| Formalitelere ihtiyacımız yok sanırım. | Open Subtitles | اعتقد أنّنا لانحتاج الى الأمور الروتينية للترشيح |
| Her ne olursa olsun, bulduğunu düşündüğü şeye ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نحن لانحتاج إلى إي شيء تظن أنها عثرت عليه |
| Çünkü gerçekten o kadar şeye ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لأننا في الحقيقة لانحتاج إلى كل ذلك في الواقع |
| Şansa ihtiyacımız yok. Şerefsizlerin şansı yoktur zaten. | Open Subtitles | نحن لانحتاج الى التوفيق اللعناء سيغتنموا أي فرصة |
| Talimatları okumaya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | - لانحتاج قراءة هذه الإرشادات - بلى نحتاج |
| Blair, bir belaya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | بلير, لانحتاج للمزيد من المشاكل. |
| Güney'e gitmek için başkana ihtiyacımız yok ki. | Open Subtitles | نحن لانحتاج الرئيس ليذهب إلى الجنوب |
| - Test sonucunu aldığımızda öğreneceğiz. Testlere ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | سنرى عندما نتلقى نتائج الاختبارات لاحقًا- نحن لانحتاج الى اختبارت- |
| - Ona ihtiyacımız yok. Eddie'miz var. | Open Subtitles | - لانحتاج واحدًا، لدينا "ايدي" |
| Sen gitmek zorunda değilsin. Senin iznine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لن تضطري الى الذهاب معنا يا(كابتن) ونحن لانحتاج حتى الى موافقتك |
| Sen gitmek zorunda değilsin. Senin iznine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لن تضطري الى الذهاب معنا يا(كابتن) ونحن لانحتاج حتى الى موافقتك |
| Bu kurban gereksiz çünkü Theodoric'e ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | التضحيه ليست ضروريه لأننا لانحتاج(ثيودوريك) |
| Biz çılgın kız istemiyoruz. | Open Subtitles | لانحتاج الى فتيات يفعلوا ما يريدون |
| Bunu istemiyoruz. | Open Subtitles | نحن لانحتاج ذلك |
| Birbirimizi görmek için, bir nedene ihtiyacımız olmadığını hallettik sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا إتفقنا أننا لانحتاج لمبرر لزيارة بعضنا البعض |