| Onları kurtarmak için her şeyi yapın dediler ama kararı bize bıraktılar. | Open Subtitles | يمكن عمل اى شئ لانقاذه ولكنهم يتركون الامر لنا |
| Bir şeyin yaşamının tehlikede olduğunu anladığınızda, ya onu kurtarmak için savaşırsınız ya da sonsuza dek kaybedersiniz. | Open Subtitles | وحينما يواجه شيءٌ يهمّك خطراً، فعليك أن تقاتل لانقاذه أو أن تخسره للأبد. |
| Onu kurtarmak için herşeyi yaptı fakat Claus'un tedavisi olmayan bir hastalığı vardı. | Open Subtitles | لقد حاول فعل كل شيء لانقاذه ولكن كلاوس كان مصــاب بمرض عضال |
| Takım arkadaşlarımızdan birinin başı belaya girerse Onu kurtarmak bizim görevimiz. | Open Subtitles | إذا كان واحد من رفاقنا يحصل في ورطة, من واجبنا لانقاذه. |
| Sonra, İngilizlerin Onu kurtarmak üzere... uzman bir ekip göndermesi için mükemmel bir bahane yaratacaktı. | Open Subtitles | وثانيا بمنح الانجليز المبرر لارسال فريقا لانقاذه |
| Başına konulan ödülü almak yerine onu kurtarmaya çalışma zahmetine girmek niye? | Open Subtitles | لماذا تتكبدين كل هذه المصاعب لانقاذه... بدلا عن تسلميه والحصول عل المكافأه؟ |
| - Onu kurtarmanın tek yolu takasa girmek. | Open Subtitles | الطريقه الوحيده لانقاذه هي القيام بالمبادلة |
| Onu kurtarmak için vaktinde bu köyü bulamayacaktık. | Open Subtitles | كان من الممكن الا نجد هذه القرية بالوقت المناسب لانقاذه |
| Iyi, o ı onu kurtarmak için başka bir yol bulmak öneririm. | Open Subtitles | حسنا، ثم أقترح عليك أن تجد طريقة أخرى لانقاذه. |
| O'nu kurtarmak için tek yapman gereken ağzını açmak. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو فتح فمك لانقاذه. |
| Onu kurtarmak için yapılacak her şeyin yapıldığından eminim. | Open Subtitles | انا متاكدة انهم فعلوا كل شئ لانقاذه |
| O resmi sen de gördün. Buraya onu kurtarmak için geldin. | Open Subtitles | أنتِ رأيتِ اللوحة أنتِ هنا لانقاذه |
| Birinin onu kurtarmak için atladığını sanıyorsundur. | Open Subtitles | كان من المفترض ان يذهب احد لانقاذه |
| Lütfen, oğlumu kurtarmak için olan tek şansım senin ellerinde. | Open Subtitles | أرجوك. لديك فرصة وحيدة لانقاذه. |
| Bay Bohannon'ın kurtarmak için elinden geleni yaptığını duydum. | Open Subtitles | أسمع السيد Bohannon القيام كل ما في وسعه لانقاذه. |
| Onu kurtarmak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سافعل اى شىء لانقاذه. |
| Bak, onu kurtarmaya çalışmanın yararı olmayacağını biliyorum ben sadece. | Open Subtitles | حسناً، الشيء الذي اعرفه هو لا شيء جيد سيحصل من محاولتك لانقاذه |
| kurtarmanın tek yolu Ceremonia de Desgracias. | Open Subtitles | الطريقه الوحيده لانقاذه هي - كيف؟ - طقوس الابتلاء |