| İnsanlar genelde başkalarını o kadar çok umursamaz. | Open Subtitles | الناس لايهتمون بذلك القدر عن الاخرين على العموم |
| Ama bana sormadın çünkü Xboxcılar gerçeği umursamaz. | Open Subtitles | ، لكنّك، لم تستطع أن تسألني فحسب لأنّ قوم الإكس بوكس . لايهتمون للحقيقة |
| O yirmi adam bize ne olduğunu umursamıyor. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال العشرون في الخارج لايهتمون بما يحدث لنا |
| Bu topluluk, hayatının ne kadar depresif olduğunu gerçekten umursamıyor, John, tamam mı? | Open Subtitles | إن هؤلاء الناس لايهتمون بمدى كآبة حياتك يا (جون) حسناً؟ |
| Garip bir dulun emekli maaşını çalmak veya bir aile babasının tüm malvarlığını kaybetmesi onların umurlarında bile değil. | Open Subtitles | لايهتمون لو أنهم يخادعون الأرامل في رواتبهن أو رجال العوائل ليخسروا مدخراتهم |
| Telefonların sahte olmasını umursamazlar. Tavsiyeler gerçek olsun yeter. | Open Subtitles | الناس لايهتمون إن كان المكالمات غير حقيقة, بليهتمونإن كانتالنصيحةصادقة. |
| Erkek kimisi böyle şeyleri siksen umursamaz. | Open Subtitles | الرجال لايهتمون لهذه السخافات |
| Ailem umursamaz. | Open Subtitles | عائلتي لايهتمون بذلك |
| Ayrıca bana güven, halkım, ölen insanları hiç umursamıyor. | Open Subtitles | و ثقى بى ، " قومى " قد لايهتمون " " بالبشر المقتولين . |
| Çoğu da umursamıyor. | Open Subtitles | ومعظمهم لايهتمون بذلك. |
| Arkadaşlıkların ne hale geldiği umurlarında değil. | Open Subtitles | . لايهتمون البتة بما تكلفه تلك الحروب من صداقات |
| Az önce büyük farkla yenilmiş olmamız umurlarında bile değil. | Open Subtitles | أنهم حتى لايهتمون بأننا قد خسرنا للتو |
| Hep göz önündelerse, hiçbir şey umurlarında olmaz. | Open Subtitles | طالما أنهم في القمة فهم لايهتمون |
| Kadınların kalbini kırarlar, sonra da hiç umursamazlar! | Open Subtitles | هم يحطمون قلوب النساء و لايهتمون |
| Seni umursamazlar. | Open Subtitles | إنهم لايهتمون بك |