| Senin hakkında yanıldığımı düşünmeye başladığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنني بدأت أفكر أنني كنت مخطأة بشأنك |
| Bu fırsata sahip olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا زلت لا أستطيع التصديق بأنني حضيت بهذه الفرصة |
| Bu kadar borcum olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني أدين بالكثير من المال. |
| Bunu söylediğime inanamıyorum ama eğer odanı geri almak konusunda çok ısrarcıysan o hobit deliğinde kalırım. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني سأقول الآتي ولكن إن كنتَ يائساً جداً لاستعادة غرفتك سأذهب للمكوث في حفرة الأقزام |
| Ve erteleyecek olmama inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني سوف أؤجل ذلك |
| Bunu yaptığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني أفعل هذا |
| Aman Tanrım. Bunu söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي لا أستطيع التصديق بأنني قلت ذلك |
| Seninle beraber öleceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني سأموت معك! |
| Padres şapkası taktığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني (ألبس قبعة فريق (البارديس |
| Henry'yi bu işe bulaştırdığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنني أدخلت (هنري) في الأمر |