| Şu an yatağımda olduğuna inanamıyorum. İçeri pencereden girdiğine inanamıyorum. Biliyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ في سريري ولا أصدق أنكِ أتيتِ عبر النافذة |
| Yaptığım adiliklerden sonra hâlâ yanımda olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ ما زلتِ في صفي بعدما كنت وغداً |
| Babam için Cal Cooper'ı terk ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ إنفصلتِ مع كال كوبير لتخرجي مع أبي |
| Yaşadığımız onca şeyden sonra, bana böyle ihanet ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | بعد كلّ ما مررنا به، لا أصدق أنكِ قد تخونينني هكذا |
| Bilgileri ölü birinden öğrenmiş olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تجعلين الموتى يخبرونكِ بأشياء |
| Sonunda dairemi görecek olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ سترين شقتي أخيراً |
| Bunu söylediğine inanamıyorum. Biliyor musun? | Open Subtitles | أكاد لا أصدق أنكِ قلتِ هذا للتو حسناً، أتعلمين؟ |
| Lanet olsun, biliyor musun, bu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | يا للهول، أتعلمين ؟ لا أصدق أنكِ على وشك فعل هذا |
| Burada olduğuna inanamıyorum. Büyük leydiyle tanıştın mı? | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ هنا، أقابلتِ السيدة الكبيرة ؟ |
| - Burada olduğuna inanamıyorum. - Paris'te yaşıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ هنا - أنا أعيش هنا في باريس - |
| Yaptığın onca şeyden sonra bana kızgın olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ غاضبة مني بعد كل ما فعلتي |
| Eskiden Amy Loubalu ile arkadaş olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ كنتِ صديقة آمي لوبالو |
| Vücuduna batacak olan iğneleri en yakın arkadaşına tercih ettiğine inanamıyorum! | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تختارين حقن سم على صديقتكِ العزيزة |
| Bunu buraya koymam için beni ikna ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ أقنعتيني بوضع هذه هنا. |
| Tüm paranı oraya transfer ettiğine inanamıyorum... | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ حولتِ كل أموالكِ.. |
| Böyle bir durumda bize yardım ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تساعدينا بهذه الطريقة |
| Hâlâ buna kızgın olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ لازلت غاضبة بشأن ذلك |
| Bunu bana şimdi gösteriyor olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تعلمينني هذا الآن! |
| Bunun için gelmiş olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ جئتِ لأجل هذا |
| Bu insanlara yardım edebilmek için herkese yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ كذبتِ على الجميع لتساعدي هؤلاء الناس |
| Sana elimi uzatmaya çalışırken bunu bana söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تقولين هذا لي بعد أن حاولت مصادقتكِ |
| Lois bunu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لويس , أنا لا أصدق أنكِ تفعلين هذا إذا عملتِ لـ فوكس نيوز |