| Mahkemede bu kaset gösterildiğinde suratlarındaki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على رؤية النظرة التي ستعلو وجوههم حين عرضنا لهذا بالمحكمة |
| Seni görmek için sabırsızlanıyorum kardeşim. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على رؤيتك يا أخي. |
| Seninle gitmek için sabırsızlanıyorum, Dexter. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على الرحيل معك يا (ديكستر) |
| Normalde; "Torunum olması için sabırsızlanıyorum" falan demeliydin. | Open Subtitles | أليست المقولة دائماً (لا أطيق صبراً على رؤية الأحفاد) |
| Ben iyiyim. Seni görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على لقائكَ |
| Ailemle olmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | "لا أطيق صبراً على الاجتماع بعائلتي" |
| Arthur Mitchell'ın işini bitirmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | "لا أطيق صبراً على الانتهاء من (آرثر ميتشل)" |
| - Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على مقابلته. |
| - Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على مقابلته. |