| Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma. | Open Subtitles | أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma. | Open Subtitles | أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء. |
| - Bir ısırık daha alma. - Elimde değil, tadı harika. | Open Subtitles | لا تأخذ قطمة أخري لا أستطيع منع نفسي، إنها جيدة حقا |
| Bay Walker, lütfen. Size yalvarıyorum. Lütfen Flicka'yı benden almayın. | Open Subtitles | استاذ ووكر انا اتوسل اليك ارجوك لا تأخذ فليكا منى |
| Neden ödül parasını alıp kendine yeni kıyafetler almıyorsun ? | Open Subtitles | لماذا لا تأخذ اموال الجائزة وتشتري لك ملابس جديدة ؟ |
| O öyledir. Kişisel algılama. | Open Subtitles | إنها تريد ذلك لا تأخذ الأمر على محمل شخصي |
| Yemek odasından bir şey alma. Mutfağa git. | Open Subtitles | لا تأخذ شيئا من غرفة الطعام أذهب الى المطبخ |
| George oğlum, bunu o kadar da ciddiye alma! | Open Subtitles | حسنا، الآن، اسمع، فتى جورج لا تأخذ هذا الشيء على محمل الجد |
| Arabanı alma. Sesini duyarlar. | Open Subtitles | لا تأخذ السّيّارة و إلّا انتبهوا إلى ذهابك |
| Ondan bir şey alma, yoksa kalbine... Siyah bir tarak girerek ölürsün. | Open Subtitles | لا تأخذ منه شيئا و إلا ستنتهي بمشط مغروز في قلبك |
| Rakibini asla hafife alma. Ve sana sunduklarını asla alma. | Open Subtitles | لا تقلل أبدا من شأن خصمك لا تأخذ أبدا ما يعرضه عليك |
| Her şeyi çok ciddiye alma ve daima sakin ol. | Open Subtitles | لا تأخذ الأمور على محمل الجد ، سوف تكون دائما مرتاح. |
| Dinle, bunu kişisel alma ama döndüğümde... | Open Subtitles | لا تأخذ الآتي على محمل شخصي، ولكن عندما أعود، |
| Bunu kişisel alma. Bütün bu film yıldızlığı olaylarından dolayı çok baskı altında. | Open Subtitles | لا تأخذ الأمر علي محمل شخصي انه يتعرض للضغط كونه بطل الفيلم و ما شابه |
| Üstüne alma. Alt tarafı araba yahu. | Open Subtitles | لا تأخذ الموضوع شخصي أنها ليست أكثر من سيارة |
| Kişisel almayın, efendim. Bu araştırma umut vaad ediyor. | Open Subtitles | لا تأخذ هذا على محمل شخصي سيدي .. النتائج تبدوا واعدة .. |
| Neden şu küçük ordunu alıp başka bir yerde birbirinizin silahlarını temizlemiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تأخذ جيشك وتذهب نظيفة بندقية بعضكم البعض في مكان ما؟ |
| Hey... Bu sabah otobüste olanları gördüm. Bunu şahsi algılama. | Open Subtitles | مرحباً لقد شاهدت ما حدث في الحافلة هذا الصباح لا تأخذ الأمور بشكل شخصي هنا إنهم يفعلون هذا |
| Bir iki sohbet ettik diye hiçbir şeyi olmuş kabul etme. | Open Subtitles | لا تأخذ الأمور مسلماً بها مجرد تبادلنا الحديث قليلاً لا يعنى شيئا. |
| Baban ve ben kendini ciddiye almadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | أبوك وأنا نعتقد أنك لا تأخذ نفسك على محمل الجدية |
| Neden o lanet saf beyaz kıçını kaldırıp siktir olup gitmiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تأخذ مؤخرتك البيضاء وتبتعد من أمامي ؟ |
| Soğuk bir gecede riske atılarak zaferle geri dönen bir adamı dinleseler daha iyi olurdu ama Sakın sözüme güvenmeyin. | Open Subtitles | سيكون أفضل من الإستماع إلى رجل الذي غامر في ليلةٍ باردة و عاد بالنصر لكن لا تأخذ كلمتي في ذلك |
| - Bu arabayı alsana. | Open Subtitles | لماذا لا تأخذ هذه السيارة انها جيدة للأرض |
| Senin olmayan şeyleri almamalısın | Open Subtitles | اتعلم كم مرة قمت بتعديل عجلاتها . يجب عليك ان لا تأخذ اشيائا هي ليست ملكك |