| Kasabadan gidip gitmeyeceğini Bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنت لا تعلم حتى إن كنت ستغادر البلدة أو تبقى؟ |
| Yani Alexander Vogel cinayeti hakkında hiçbir şey Bilmiyor musun? | Open Subtitles | إذاً أنت لا تعلم أي شيئ حول جريمة قتل الكسندر فوغيل؟ |
| - Onun ne yapacağını bilemezsin. - Ne, bana ateş mi eder yoksa? | Open Subtitles | ـ أنت لا تعلم ماذا سيحاول فعله ـ ماذا، هل سيطلق النار عليٌ؟ |
| Bizi ne kadar sıkarsa o kadar iyi. Başına geleceklerden haberi yok. | Open Subtitles | كلما كانوا مملين اكثر كان أفضل إنها لا تعلم مع من تلعب |
| O zaman senin son kullanma tarihini bilmiyorum. Çok yazık. | Open Subtitles | أي أنك لا تعلم تاريخ انتهاء صلاحياتك هذا مؤسف لك |
| Tahminen bilmediğin ve beni öldürtmek için gönderdiğin X5, artık asker kaçağı, | Open Subtitles | من الغالب انك لا تعلم بأن التي ارسلتها لقتلي بأنها فضيعة |
| 33 yıldır devlet okullarında öğretmenlik yapıyorum, bu sebeple biliyorum ki bildiklerini paylaşmadan önce bilmediğini itiraf etmelisin. | TED | أنا أدرّس في المدارس الحكومية منذ 33 عام. لذا أعلم أنّ عليك أن تُقرّ بما لا تعلم قبل أن تشارك ما تعلم. |
| farkında değilsin ama yaptığın şeyler bizim aptal olduğumuz anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ليس فقط لأنّك لا تعلم ما تفعله لا يعني ذلك أننا جميعاً مثلك |
| Annenin artık orada yaşamadığını Bilmiyor musun? | Open Subtitles | لا تعلم بأن أمك لم تعد تعيش هناك بعد الآن؟ |
| Balonlardan nasıl hayvan şekli yapıldığını Bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنت لا تعلم كيفية صنع بالون على شكل حيوان؟ |
| Adını Bilmiyor musun? | Open Subtitles | لا تعلم أسمه، هه ؟ ولا حتى عن طريق إشاعة ؟ |
| Evet, her defasında olmayacağını umarsın... ama hiç bir zaman gerçekten bilemezsin. | Open Subtitles | تامل الا تكون كذلك فى كل مرة لكنك لا تعلم ذلك حقا |
| Bir şey güzel görünebilir ama gerçekte ne yediğini bilemezsin. | Open Subtitles | تبدو المرأة فيه جميلة لدرجة أنك لا تعلم ماذا تفعل |
| Onun gibi bir babaya sahip olmanın nasıl olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | لا تعلم كيف يكون الأمر حينما يكون لديكَ أب مثله. |
| Susan Ross'un daha haberi yok ama Liz yeni bakan müsteşarı olacak. | Open Subtitles | سوزان روس لا تعلم بذلك بعد لكن ليز ستكون رئيسة عمالها الجديدة |
| Pekala, şimdi sen iğnenin nerede olduğunu bilmiyorsun ve nerede olduğunu ben de bilmiyorum, tamam. | TED | أنت لا تعلم بمكان المسمار ولا أنا أيضاً |
| Bence orada senin hiç bilmediğin bir sürü olay dönüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك أمورا تجري هناك ، أنت لا تعلم بها |
| İşi bilmediğini insanların fark etmesi konusuna gelirsek, sen bir aktörsün. | Open Subtitles | ثم ان الناس لن تدرى بانك لا تعلم ما تعمله انت ممثل |
| Başka insanlar da var burada. Ne yaptığının farkında değilsin. | Open Subtitles | ثمّةَ آخرون هنا أنتَ لا تعلم ما الذي تفعله |
| Ailemi tanımıyorsun. Benim hakkımda bir bok bildiğin yok! | Open Subtitles | أنت لا تعرف عائلتي ، لا تعلم شيئًا عنّي! |
| O zaman, içinde ne olduğundan da haberin yok beş para etmez çantanın. | Open Subtitles | لا تعلم حتي ما كان بداخلها؟ تلك الحقيبة التافهة؟ |
| bilmiyorsan, barda ne arıyordun ? | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل في الحانة, أذا كنت لا تعلم |
| Size ihtiyacı var. Belki farkında değil ama yardımınıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | هو يحتاجك ربما لا تعلم هذا حتى الآن و لكنه يحتاجك لتساعده |
| Çünkü elimizde, DNA eşleşmesi yapacak bir şey olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | لأنها لا تعلم أننا نملك ما نطابق به حمضها النووي |
| Kabul etmek zorsa bilmiyormuş gibi davran. | Open Subtitles | إن كان هذا صعب عليك ادعي بأنك لا تعلم شيئا |
| Yani nerede olduğunu biliyorsun ama neyin peşinde olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أذا فانت تعرف مكانه ولكنك لا تعلم على ماذا ينوي |
| Ve bazı benzerler ile, onlar gayet iyiler. Onların gerçek olup olmadığını bilmiyorsunuz. | TED | ومع بعض المتشابهات, هم جيدين للغاية أنت لا تعلم إذا كانوا حقيقيين ام لا |