| Hastalar uyarıcı olarak stres, susuzluk ve hormon değişikliklerini öne sürseler de bu faktörler semptomlara pek uymuyor. | TED | يذكر المرضى التوتر والجفاف وتغير الهرمونات كمحفزات، لكن هذه لا تناسب الأعراض بشكل تام. |
| Sen bir dinozorsun Callahan. Fikirlerin günümüze uymuyor. | Open Subtitles | أنت ديناصور كالاهان ,أفكارك لا تناسب هذة الأيام |
| Onların şu demokratik tatları bana göre değil Louis. İşte bu halis Louisianalı. | Open Subtitles | دماء بطعم الديموقراطية لا تناسب ذوقي يا عزيزي لويس هذا دم أمريكي نقي |
| Onların şu demokratik tatları bana göre değil Louis. | Open Subtitles | دماء بطعم الديموقراطية لا تناسب ذوقي يا عزيزي لويس |
| Televizyonun büyük bölümü çocuklara veya Hıristiyanlara veya yaşlılara uygun değil. | Open Subtitles | كثير من برامج التليفزيون لا تناسب الأطفال, أو المسيحيين, أو البالغين. |
| Çünkü sahne ışıkları anneniz yaşındaki kadınlar için uygun değildir. | Open Subtitles | لأن أضواء المسرح لا تناسب امرأة بعمر والدتكِ. |
| Sallanan sandalyelerine uymaz mı | Open Subtitles | يمكن أن لا تناسب كرسي هزاز الخاص بك |
| Farkındasınızdır ki dinlenme ve beslenme bizim yaşam tarzımızla pek uyuşmuyor. | Open Subtitles | الراحة والتغذية لا تناسب طريقة حياتنا أتفهم هذا |
| - Bu çocuklar... asker olmaya, senin yüzbaşı olmandan daha uygun değiller. | Open Subtitles | انهم لا يناسبون لأن يكونوا جنود مثل ما انت لا تناسب لأن تكون قائداً |
| Herkesi sorumlu tutuyor. Bu geçmiş, duruma uymuyor. | Open Subtitles | إنه يلقى اللوم على الجميع والخلفية لا تناسب |
| Bulduğum parça buraya uymuyor. | Open Subtitles | هذه القطعة وجدت من الواضح أنها لا تناسب. |
| Bana bu kaset geldi ama videoma uymuyor. | Open Subtitles | لقد وصلتني هذه الأشرطة لكنها لا تناسب آلتنا |
| Burada hayat muhteşem ama çıtkırıldımlara göre değil. | Open Subtitles | الحياة هنا مذهلة، لكنها لا تناسب ضعاف القلوب |
| Buralar senin gibi çocuklara göre değil. | Open Subtitles | هذه الاعمال لا تناسب الاطفال مثلك |
| Başkent herkese göre değil galiba. | Open Subtitles | أعتقد أن العاصمة لا تناسب الجميع |
| Hayat boyu aboneliklere inanmıyorum. Belki de emeklilik planlarıma uygun değil... | Open Subtitles | لا أؤمن بالإشتراكات لمدى الحياة، ربما لا تناسب برنامج تقاعدي |
| Saatte 240 km. hız yapabilen iki tekerlekli bir araç gerçekten, topal, sorumsuz ve ilaç bağımlılarına uygun değil. | Open Subtitles | ركوبة بعجلتين تسير بسرعة 150 ميل بالساعة لا تناسب المعاقين المستهترين جيداً |
| Bu dünyaya uygun değil, Arthur. | Open Subtitles | انها لا تناسب هذا العالم ،آرثر. انها من مخلفات الماضي |
| FOX HABER 75 YAŞ ALTI İZLEYİCİLER İÇİN UYGUN DEĞİLDİR. | Open Subtitles | "قناة (فوكس) الإخبارية، لا تناسب مَن تحت سن 75" |
| Bu kadar mükemmel bir hükümet insanlar için uygun değildir." | Open Subtitles | "الحكومة المثالية.. لا تناسب البشر". |
| ama yetişkinlere uymaz.. | Open Subtitles | و لكنها لا تناسب الكبار |
| Farkındasınızdır ki dinlenme ve beslenme bizim yaşam tarzımızla pek uyuşmuyor. | Open Subtitles | الراحة والتغذية لا تناسب طريقة حياتنا أتفهم هذا |
| - Bu çocuklar... asker olmaya, senin yüzbaşı olmandan daha uygun değiller. | Open Subtitles | انهم لا يناسبون لأن يكونوا جنود مثل ما انت لا تناسب لأن تكون قائداً |