| Hayır. Çünkü senin benden daha iyi bir doktor olma şansın yok. | Open Subtitles | لا ، لإنه لا توجد فرصة في أن تكون طبيباً أفضل مني |
| Annemi görmeye gitme şansın yok mu? | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذهابكِ لرؤية أمّي، أليس كذلك؟ |
| "Çinli adamın şansı yok." Bunu da söylüyorlar. - Bunu hiç duydun mu? - Hayır. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لنجاح رجل صيني هذا ما يقولونه أيضاً |
| Finali şimdi oynama şansımız yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة للوصول إلى النهائيات الآن |
| Hepimizin oraya bu gece inmesi mümkün değil. | Open Subtitles | لا توجد فرصة بأن نختبيء جميعاً به الليلة |
| Ajanlarımı öldürmek için telle tuzak kuran kişiler için ikinci bir şans yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة ثانية للذين يحاولون تفجير عملائي |
| Sadece bir sakıncası var. İlerleme şansı yoktur. | Open Subtitles | هناك عقبة واحدة فقط لا توجد فرصة للترقية |
| Bu o zamanlardan biri olabilir, hiç şansın yok. | Open Subtitles | قد تكون هذه واحدة من تلك الأوقات لا توجد فرصة على الإطلاق. |
| Hiç şansın yok. | Open Subtitles | . لا توجد فرصة لك |
| Hiç şansın yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذلك |
| şansın yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذلك |
| Hiç şansın yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة |
| Çünkü sensiz hiçbirimizin buradan kurtulma şansı yok. | Open Subtitles | لأنهبدونكِ... لا توجد فرصة لأي منّا للهرب |
| Yani... ortadan kaybolma gibi bir şansı yok... | Open Subtitles | مما يعني أنه لا توجد فرصة لإخفائه |
| Hiç şansı yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة |
| O yüzden, eğer başka bir şansımız yok diye varsayarsak,... | Open Subtitles | إذا اعتبرنا فقط أنه لا توجد فرصة |
| Bu konuda fazla şansımız yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذلك |
| Böyle bir şansımız yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذلك |
| Hepimizin oraya bu gece inmesi mümkün değil. Jack? | Open Subtitles | لا توجد فرصة بأن نختبيء جميعاً به الليلة |
| Gördüğünüz gibi, hırsızlık yapılması mümkün değil. O yüzden de bugüne kadar bu kurumda her hangi bir hırsızlık rapor edilmemiştir. | Open Subtitles | فكما ترى لا توجد فرصة لحدوث سرقة ولهذا لم تحدث سرقة من قبل |
| Gördüğünüz gibi, hırsızlık yapıIması mümkün değil. O yüzden de bugüne kadar bu kurumda her hangi bir hırsızlık rapor edilmemiştir. | Open Subtitles | فكما ترى لا توجد فرصة لحدوث سرقة ولهذا لم تحدث سرقة من قبل |
| Ajanlarımı öldürmek için telle tuzak kuran kişiler için ikinci bir şans yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة ثانية للذين يحاولون تفجير عملائي |
| Bir adam uzun zaman kokain çekerse bağırsaklarındaki kan damarlarının şansı yoktur. | Open Subtitles | رجل يُدمن الكوكايين لفترة طويلة كفاية ومن ثم لا توجد فرصة للأوعية الدموية لأمعائه في الصمود |