| Bugün pek bir şey yok. Halledemeyeceğim bir şey değil. | Open Subtitles | جدولي خفيف اليوم,لا شيء لم أتدرب جيدا على توليه |
| Altından kalkamayacağımız bir şey değil, efendim. | Open Subtitles | لا شيء لم نستطيع التعامل معه , سيدى |
| Daha önce görmediğim şey değil. | Open Subtitles | لا شيء لم أره من قبل |
| Hiçbir şey bulamadılar, zaten, orada da Hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كلا، لا شيء. لم يجدوا شيئاً لأنه لم يكن هناك شيء |
| Daha önce yapmadığımız bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء لم نفعله من قبل. |
| Kendimize yapmadığımız bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء لم نفعله لأنفسنا. |
| Daha önce görmediğim şey değil. | Open Subtitles | لا شيء لم أرَه من قبل... |
| Değer verdiğin biriyle, vedalaşma hissi veren bir şans, pişmanlık yok, söylenmeyen bir şey yok. | TED | هي فرصة امتلاك معنى النهاية مع من يهمك -- لا ندم، لا شيء لم يُقل. |
| Bilinmedik bir şey yok. Ani bir ölüm olmuş. | Open Subtitles | لا شيء لم نعرفه مسبقاً، موت فوري |
| Hiçbir şey. Hiçbir şey olmadı, bu yüzden bu konuyu bir daha açmayacağız. | Open Subtitles | لا شيء, لم يحدث شيء لذا لا يجب علينا أن نتحدث عن ذلك مجددا |
| Hiçbir şey olmadı ki! Hiçbir şey! Neden bana inanmıyorsun? | Open Subtitles | لم يحصل شيء، لا شيء لم لا تصدقني؟ |