"لا شيء من ذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bunların hiçbiri
• Öyle bir şey değil
• Öyle bir şey yoktu
• bunların hiçbirinin bir

Ama bunların hiçbiri neden Ulusal Güvenlik için "ilgili" olduğunu açıklamıyor.
لا شيء من ذلك يُفسّر سبب كونه ذي صلة للأمن القومي.

bunların hiçbiri olay yeri hakkında bu kadar bilgiyi nasıl bildiğini açıklamıyor.
أتعلم، لا شيء من ذلك يُفسّر كيف عرفت الكثير حول مسرح الجريمة.

Ama bunların hiçbiri, bugün sağdıç olarak üstlendiğim büyük sorumlulukla kıyaslanamaz.
لكن لا شيء من ذلك يُقارن مع واجبي المقدس اليوم، مثل أفضل رجلٍ.

Hayır, hayır. Öyle bir şey değil.
لا, لا, لا شيء من ذلك, حسناً ؟

Öyle bir şey değil.
لا , لا شيء من ذلك

Hayır, hayır. Öyle bir şey yoktu.
لا، لا لا شيء من ذلك

Ama annemi geri alana kadar bunların hiçbirinin bir önemi olmayacak.
ولكن لا شيء من ذلك سيهم اذا لم استطيع ان اعيد امي

Şu an bunların hiçbiri önemli değil. Önemli olan, burada seninle olmam.
لا شيء من ذلك يهم الآن ما يهم الآن، إني مرابض معك هنا

...fakat, bunların hiçbiri, babamın ölümüyle son bulmayacak çünkü onlardan biri kaçtı.
لكن لا شيء من ذلك سينتهي في نعيه بسبب شخص واحد لاذ بالفرار.

Ama bunların hiçbiri güven olmadan bizim işimize yaramaz.
لكن لا شيء من ذلك هو مفيد لنا دون ثقتكم.

Bana kalırsa hemen karşımızda olmamaları, farklı bir ulustan ya da ırktan olmaları, bunların hiçbiri ahlaki açıdan bir fark yaratmıyor.
أو من عرق آخر، لا شيء من ذلك يبدو ذو صلة أخلاقية بالنسبة لي. ما هو مهم حقا هو، هل بإمكاننا أن نقلّل من عدد القتلى؟ هل يمكننا إنقاذ

bunların hiçbiri, sen "çok yaşa" demeseydin, yaşanmayacaktı!
لا شيء من ذلك كان ليحدث لو ما قلت "يرحمكم الله"!

Ama bunların hiçbiri önemli değil.
. لكن لا شيء من ذلك يهُمّ الأن

Fakat bunların hiçbiri olmadı, hepsi kafanın içindeydi.
لكن لا شيء من ذلك حدث كان في دماغك وحسب

Ama bunların hiçbiri önemli değil, niye biliyor musun?
لكن لا شيء من ذلك يهم هل تعلم لماذا؟

Çok komik. Öyle bir şey değil.
مضحك جدا، لا، لا شيء من ذلك

Hayır, Öyle bir şey değil. Sadece... Christine'le planlar yaptı ve şimdi onu terk ediyor.
كلا، لا شيء من ذلك القبيل، لكنه أعد خططاً مع (كريستين)، والآن يهجرها.

Öyle bir şey değil.
لا شيء من ذلك.

Öyle bir şey yoktu.
لا شيء من ذلك