| Yemin ederi ki, olanları hiç hak etmedi. | Open Subtitles | قل الحقيقة عن هذا المخلوق الملائكى الذى لا يستحق أن يذكره أحد | 
| Abin hapse girmeyi hak etmedi. | Open Subtitles | تعلمين ، أن أخاكِ لا يستحق أن يذهب للسجن. | 
| Neye karışmış olursa olsun ölmeyi hak etmedi. | Open Subtitles | ومهما كان متورط في، وقال انه لا يستحق أن يموت. | 
| Bu dünyada bu olanları hak etmeyen tek bir kişi varsa o da sensin. | Open Subtitles | أردت أن أقول فقط بأنك الشخص الوحيد في العالم الذي لا يستحق أن يحدث هذا له | 
| Yaşamayı hak etmeyen birini öldürmenin yanlış olduğu örnek olarak gösterilmeli. | Open Subtitles | هي المعاملة بالمثل من قتل أحدا لا يستحق أن يعيش | 
| - Artık burada olmayı hak etmeyen biri. | Open Subtitles | شخص لا يستحق أن يكون هنا بعد الآن | 
| Merhametsiz bir kral, krallığı hak etmez. | Open Subtitles | ملكٌ من غير رحمة لا يستحق أن تكون له مملكة | 
| Bu şekilde ölmeyi hak etmedi. | Open Subtitles | لا يستحق أن يموت على هذا النحو | 
| Böyle bir sistem savunulmayı hak etmez, yıkılmalı ve tekrar kurulmalıdır. | Open Subtitles | النظام لا يستحق أن يتم الدفاع عنه إنه يستحق أن يتم تفكيكه ثم إعادة جمعه مرة أخرى | 
| Oğlundan ikinci kez vazgeçen bir baba bir aileye sahip olmayı hak etmez. | Open Subtitles | أي أب يتخلى عن ابنه مرتين لا يستحق أن تكون له عائلة |