| Yatkın, ama bunu aşmak için gündeme olamaz anlamına gelmez. | Open Subtitles | مستعد، ولكن هذا لا يعني أنه لا يمكن التغلب عليها |
| Eğer birisi karavan parkında yaşıyorsa, Bu uyuşturucu yaptığı anlamına gelmez | Open Subtitles | لمجرد أن شخص يعيش في مقطورة لا يعني أنه طاهي ميثا |
| Dosya yoktu. Cep telefonunun hafızası boştu ama dosya saklanmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | ذاكرة الهاتف فارغة، لكن هذا لا يعني أنه لا يوجد مجلّد مخفي. |
| Bu yazılımı görmezden gelmemiz anlamına gelmiyor, veya iletişimi veya hesaplamaları. | TED | هذا لا يعني أنه علينا تجاهل البرمجيات، أو المعلومات، أو الحساب. |
| Ama bu ara sıra hayatlarımızda sorun çıkmayacak demek değildir. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنه ليس لدينا مشاكل في حياتنا الخاصة |
| Sırf düşüncelerin var diye, bu onlara uymalısın demek değil. | Open Subtitles | فقط لأن لديك أفكار لا يعني أنه ينبغي عليك تنفيذها |
| Onunla aynı görüşte olmamamız bizi dinlememesi anlamına gelmez ki. | Open Subtitles | كوننا لا نتفق معه بالرأي لا يعني أنه سيصغي إلينا |
| Kötü şeyler yaşanır. Bu, senin hatan olduğu anlamına gelmez. Tamam mı? | Open Subtitles | ويمكن أن تحدث أشياء سيئة لكن هذا لا يعني أنه خطأك, مفهوم؟ |
| Sırf sık sık gelmiyor olması seni sevmediğini anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس لأنه لا يتحدث منفترةلأخرى.. لا يعني أنه لا يحبُك. |
| Ve sırf bir şeyin gelişimsel olarak eski olması bunun kolay olacağı veya hemen o işte iyi olacağımız anlamına gelmez. | TED | وفقط لأن شيئًا ما تطوري قديم فهذا لا يعني أنه سهل أو بأننا نجيد القيام به فورًا. |
| Bu, birden itfaiye hortumuna dönüşeceğiniz anlamına gelmez. | TED | وهذا لا يعني أنه يجب عليك أن تتحول فجأة إلى شلَّالٍ من المشاعر. |
| Eski bir deyiş vardır, "Bir şeyi görmemeniz, onun orada olmadığı anlamına gelmez." | TED | هناك قول مأثور يقول "لمجرد عدم رؤيتك للشيء لا يعني أنه ليس موجوداً." |
| İlki geçmişte çok iyi işleyen birşey, bunun ileride de iyi gideceği anlamına gelmez. | TED | الدرس الأول هو لأن شئ ما قد نجح في الماضي بصورة جيدة، لا يعني أنه سينجح مجدداً في المستقبل |
| Ama şimdi bu... saldırısına devam edeceği anlamına gelmez ki. | Open Subtitles | حسناً، هذا لا يعني أنه ينوي مواصلة.. هجومه |
| Bu, söndürülecek bir ateşin olmayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنه لن يكون هناك حرائق لاطفائها |
| Bir kişinin sigara içiyor olması onun insan olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | أن يكون شخص ما مدخناً لا يعني أنه ليس انساناً. |
| Bir kişinin sigara içiyor olması onun insan olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | أن يكون شخص ما مدخناً لا يعني أنه ليس انساناً. |
| Bir şeyi kabul etmemen, onun yanlış olduğu anlamına gelmiyor, Bryson. | Open Subtitles | لأنك لا تقبل شيئا يا بريسون, لا يعني أنه غير صحيح |
| Bu ona tecavüz etmediği anlamına gelmiyor. Hatta ona fazladan gerekçe vermiş olur. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنه لم يغتصبها ويمكن القول أنه أعطاه دافعًا أكبر |
| Bu, doğru insanı bulursa değişemeyeceği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ذاك لا يعني أنه لا يمكنه التغير إذا أتاه الشخص المناسب |
| Kayıp, kayıp demektir, anne. Öldü demek değildir. | Open Subtitles | مفقود معناه مفقود هذا لا يعني أنه قد مات |
| Sadece nedeninin açıklanamaz olması, nedeni açıklanamaz demek değildir. | Open Subtitles | فقط لأنه لم يتفسر من قبل لا يعني أنه لا يمكن |
| Bugün diploma alamıyor olman, sonsuza kadar alamayacaksın demek değil. | Open Subtitles | فقط لأنك لن تتخرّج اليوم لا يعني أنه أزلي. |