| "Sayısal uçurum"dan bahsederken endişe ve korkulardan bahsediyoruz insanlar, kendilerini nasıl tamamlayacaklarını anlamıyor. | TED | نرى هناك أناس خائفين وموصومين، لا يفهمون كيف يمكن أن يدفع ذلك حياتهم إلى الأمام. |
| Günümüz izleyicisi, oyunun iyisinden pek anlamıyor. | Open Subtitles | المشاهدون هذه الأيام لا يفهمون العروض ذات الجودة |
| Babam Rus aksanının etkisiyle Tayvanlı ağzıyla konuşur kimse bir şey anlamaz söylediklerinden. | Open Subtitles | كثير من الناس لا يفهمون عندما يتكلم والدي باللغة التايوانية وهم محقين في ذلك في الواقع هي التايوانية مع اللكنه الروسية |
| Bu Valon'lular söylediklerimizden tek kelime anlamaz. | Open Subtitles | هؤلاء الشرقيون لا يفهمون شيئاً مما نقول. |
| Bazı insanlar onu anlamıyorlar ama bence gerçekten çok komik biri. | Open Subtitles | بعض الناس لا يفهمون ما يعنيه. لكنني أعتقد أنه مضحك جداً. |
| Bu klasik müzik adamları pek rock piyasasını bilmiyorlar tamam mı? | Open Subtitles | ..اصحاب الموسيقى الكلاسيكة هؤلاء لا يفهمون شيئاً عن تجارة الروك, حسناً؟ |
| Taraftarlar bunu istiyor. Ancak koç gibi gerikafalılar anlamıyor. | Open Subtitles | المعجبين يريدون ذلك، العجزّة لا يفهمون ذللك، مثل المدرب المتحجر |
| Açık oynuyorum. Taraftarlar bunu istiyor. Ancak koç gibi gerikafalılar anlamıyor. | Open Subtitles | المعجبين يريدون ذلك، العجزّة لا يفهمون ذللك، مثل المدرب المتحجر |
| İnsanlar seni anlamıyor. Kendini doğruluğa adadığını görmüyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يفهمون لا يرون كيف تكرس نفسك لما هو صحيح |
| Adamlarımın çoğu kullandığın kelimeleri anlamıyor. | Open Subtitles | معظم رجالى لا يفهمون حتى الكلمات التى كنت تستخدمها |
| İnsanlar bir türlü anlamıyor. Biz bir gurme mekanıyız, sandviç dükkanı değil. | Open Subtitles | الناس لا يفهمون أن هذا متجر مآكل الذواقة ولا نبيع السندويشات |
| Biliyorsunuz, böyle şeylerde, insanlar sigorta dolandırıcılığını anlamıyor | Open Subtitles | أتعرفون , الشيء المهم في هذا الموضوع أن معظم الناس لا يفهمون ماهية التحايل على التأمين |
| İnsanlar bunu neden anlamaz ki? | Open Subtitles | لا أعلم السبب الذي يجعل الناس لا يفهمون هذه اللعبة |
| Dört yaşındaki pek çok çocuk, ölüm gibi soyut şeyleri anlamaz. | Open Subtitles | معظم الأطفال الذين يتراوح أعمارهم ما بين الأربع سنوات لا يفهمون شيئًا حول الموت |
| Acı ve ölümden başka bir şeyden anlamaz onlar. Onlar katildir. | Open Subtitles | أنهم لا يفهمون شيئاً سوى الألم والموت، إنهم قتلة |
| Ve kökten çözecek. Hindistanlılar ise bunu neden dert ettiğimizi bile anlamıyorlar çünkü çoğu hintli ancak bir seferde iki ya da üç galon dolum yapabiliyor. | TED | و هذا ما سيكون . الهنود لا يفهمون لماذا نفكر في ذلك كمشكلة لأن معظم الناس في الهند يعبئون جالونين أو ثلاثة فى كل مرة . |
| Tek istediğimin başkaları gibi muamele görmek olduğunu neden anlamıyorlar? | Open Subtitles | لماذا لا يفهمون أن كل ما أريده هو أن أُعَامل كأى فرد آخر؟ |
| - Fransızca bilmiyorlar. | Open Subtitles | ويمررها إلى الثالث بسرعة هم لا يفهمون الفرنسيين. |
| Bu dinler ne ekonominin ne de öjenizmin ne olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرهبان لا يفهمون شيئاً في الاقتصاد أو تحسين النسل |
| Ve çoğu insan hâlâ büyük resmi anlayamıyor, değil mi? | TED | ولا يزال معظم الناس لا يفهمون الصورة بالكامل حقًا، أليس كذلك؟ |
| Şimdi dış dünya sizin genç beyinlerinizi çağırıyor ama onlar asla anlamazlar. | Open Subtitles | والآن العالم الخارجي يغري عقولكم المراهقة لكنهم قد لا يفهمون أبداً |
| Ama çocuklarda mantık devreye girmiyor. Çocuklar kimin yanında olup olmadığına bakıyor. | Open Subtitles | ولكن الأطفال لا يفهمون المنطق بل يفهمون من يحضر فحسب |
| Amerika'ya. Buraya 12 yıl önce geldim ve buraya gelince insanlar bir sürü şey söylediler, mesela, "Amerikalılar hicivden anlamazlar." | TED | إلى أمريكا. أتيت هنا قبل 12 عاماً، وعندما وصلت إلى هنا، قيلت لي أشياء مختلفة، مثل، "الأميركيون لا يفهمون السخرية". |