| İyi görünüyor da benim için ufacık bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | يبدو حسناً نعم لكنه لا يقوم بأي شيء من أجلي |
| Kadına göre bir iş değil. Neden erkeklerden biri yapmıyor? | Open Subtitles | هذا ليس عمل امرأة لماذا لا يقوم به أحد الرجال؟ |
| Ancak vuruşu hisseden pasif kişi böyle bir tahmin yapmıyor ve vuruşu tamamiyle hissediyor. | TED | في حين أن المتلقي السلبي لا يقوم بعمليّة التنبؤ، ويشعر بالضربة كاملة. |
| Bir lider insanlarını kurtarmak için canını tehlikeye atar onların şeye en çok ihtiyaç duydukları zamanda terk etmez. | Open Subtitles | القائد سيخاطر بحياته لإنقاذ جماعته لا يقوم بهجرهم في وقت حاجتهم له |
| Yani, adam sana 2,000 dolarlık bir saat veriyor ve bir teşekkürü bile hak etmiyor mu? | Open Subtitles | ذلك الشخص يقوم باعطائك ماذا ساعة بقيمة 2,000 وحتى انه لا يقوم بشكرك؟ |
| Kim? Harika. Hiç araştırma yapmamış biri daha çıktı. | Open Subtitles | رائع يبدو ان احدهم ايضا لا يقوم بالأبحاث |
| Ve bu gizemli yolculuğunda aynı şeyi onun da yapmadığından nasıl emin olabilirsin ki? | Open Subtitles | و كيف تعلمين أنه لا يقوم بالشيء نفسه حاليا؟ بينما هو في الخارج خلال رحلته الغامضة؟ |
| Çılgınca ama House sırf çılgınlık olsun diye çılgınca şeyler yapmaz. | Open Subtitles | انه جنون لكن هاوس لا يقوم بالامور الجنونية لأجل الجنون فحسب |
| Ve bir şekilde çocuklar artık bunu yapmıyor. | TED | ولسبب ما لا يقوم الأولاد بذلك بعد الآن. |
| - Durumu biliyor, ama bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | يعلم ما يحدث، مجرد أنه لا يقوم باي شيء حيال ذلك |
| Egzersizlerini bile yapmıyor. Evin içinde oturup bize hakaret ediyor. | Open Subtitles | إنه لا يقوم بتمارينه يجلس في المنزل ويهيننا |
| Tam bu noktada yanılıyoruz. Ceset parçaları koleksiyonu yapmıyor. | Open Subtitles | هذه بالضبط هي النقطة التي أخطأنا فيها إنه لا يقوم بجمع أجزاء الجسم |
| Bağışıklık sistemleri işini yapmıyor. | Open Subtitles | الصفائح البيضاء الخاصة بهم في هبوط مستمر جاهزهم المناعي لا يقوم بعمله |
| Şey... ama onda olsa bile bunu para için yapmıyor. | Open Subtitles | حسنا.. ولكن حتى لو كانت لديه لا يقوم بهذا من أجل المال |
| Duyduğuma göre bu günlerde şahsi olarak görüşme yapmıyor. | Open Subtitles | بالاضافة ، أنني سمعت أنه لا يقوم بعقد أي لقاءات شخصية هذه الايام. |
| - Güven bana, bunu Harley için yapmıyor. | Open Subtitles | ثقي بي, إنه لا يقوم بذلك ا لمجهود من أجل هارلي |
| Tamam, bu tacirci herkese satış yapmıyor diye düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً، أتصور أنّ هذا المتاجر لا يقوم بالبيع لأيّ أحد. |
| - Kendisi telefon etmez. | Open Subtitles | أنت لست هو -إنه لا يقوم بمكالماته الخاصة |
| Hareket etmiyor orda duruyor | Open Subtitles | إنه لا يقوم بأى حركات تهديديه إنه واقف هُناك فقط |
| Teddy Pendergrass'ın "Kapıyı Kapa" şarkısından beri iyi bir yapma şarkısı yapmamış olmamız olabilir mi? | Open Subtitles | إنه لا يقوم بإعادة التدوير بالشكل السليم حتى |
| Kimsenin sana şaka yapmadığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنَّهُ لا يقوم أحد بممزاحتكِ؟ |
| Beyniniz öyle yapmaz. Beyniniz, içinde bulunduğunuz ortamda ne olacağıyla ilgili sürekli tahmin yürütür. | TED | دماغكم لا يقوم بذلك. ما يفعله دماغكم هو أن يقوم بتنبؤات مستمرة و دائمة عن ما سيحدث في محيطك. |