| Çocuklarını bu kadar çok sevmenin ve onların evrenimizi bir kumaş gibi parçalayabileceklerini bilmenin nasıl bir acı olduğunu hayal edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تتخيل ما مدي الالم لان تحصل على مثل هذا الحب لاولادك ويمكن لهذا ان يقطع البناء لهذا الكون |
| Daha iyi hissetmek istiyorsun ama bu süreci kontrol edemezsin. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بالتحسن لا يمكنك ان تسيطر على العملية |
| Ama aynı şeyi, başka kızlara da yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تسمحى لة بفعل هذا مع فتيات اخريات. |
| Ama aynı şeyi, başka kızlara da yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تسمحى لة بفعل هذا مع فتيات اخريات. |
| Beni dinle, bunu böylece yapamazsın. | Open Subtitles | اسمعينى, لا يمكنك ان تستمرى هكذا تيد, دعنى اذهب |
| New Jersey'in New York'tan daha iyi olduğunu gerçekten düşünüyor olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تعتقدي فعلا ان نيوجيرزي افضل من نيو يورك |
| Dur bir saniye. Andrea, suçu tamamen bana atamazsın, tamam mı? | Open Subtitles | انتظري لحظه اندريا لا يمكنك ان تلوميني علي كل هذه الفوضي |
| Birisine neredeyse evlenme teklif edip, sonra da o teklifi geri alamazsın. | Open Subtitles | انت لا يمكنك ان تعرض الزواج على احد ثم ترجع فى عرضك. |
| Bir şey söyleyemezsin, çünkü sen de bu işe karıştın, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك ان تخبرنى لانك شاركت فى الجريمه |
| Bu kadar nefret edemezsin benden değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك ان تكرهني بهذا القدر ، اليس كذلك؟ |
| Bütün kanıtlar o bok çuvalının suçlu olduğu yönünde bunun aksini ispat edemezsin. | Open Subtitles | كل الأدلة على هذا الحثالة المجرم لا يمكنك ان تدحض الادلة. |
| Bunların hiçbirini idare edemezsin. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك ان تسيطر علي اي من هذه الاشياء |
| Ve uğraşı vermediğin bir şeyi elde edemezsin. | Open Subtitles | واذا لم تحاول ان تفعل اي شيئ لا يمكنك ان تفشل |
| Bu şekilde devam edemezsin. | Open Subtitles | انا احاول مساعدتك يا صديقي لا يمكنك ان تستمر علي هذا |
| Sana ters baktılar diye insanlarla kavga edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تمضى فى سبيلك وتضرب الناس فقط بسبب انهم ينظرون اليك بالطريقة الخطا |
| Çocukların beraber oynamasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تدعي الاطفال يلعبون مع بعضهم |
| Annenin buraya taşınmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تسمح لأمك ان تنتقل لمكانٍ كهذا |
| Her neyse. Babacığım, onunla yaşamama daha fazla izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يهم يا أبي، لا يمكنك ان تجعلني اعيش معها اكثر |
| Tek bir asmayla üzüm bağı yapamazsın. | Open Subtitles | انت لا يمكنك ان تبدأ مزرعة كرم من مجرد كرمة واحدة. |
| Çılgınlar gibi bağırıyorsun! Bunu yapamazsın. | Open Subtitles | أنت تهتف مثل المجنون لا يمكنك ان تصرخ هكذا |
| Benim oturduğum yer Soho'da fazla kalmış olamazsın. | Open Subtitles | حسنا , انت لا يمكنك ان تقضى الكثير من الوقت فى حى سوهو حيث كنت اقيم |
| Ben sadece çok tutarlı olursa geri adım atamazsın diyorum. | Open Subtitles | انا اقول انه لا يمكنك ان تجعل العوائد متسقة جداً |
| Çöpü dışarı atmadan çöpü dışarı atan kişi adını alamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تكون مسؤول رمي القمامة الا اذا كنت فعلا ترمي القمامة |
| Ve anacığım bira bardağının dibinden tanrıya bakıp, ilahilerini söyleyemezsin. | Open Subtitles | و، أيتها الأم، لا يمكنك ان تتلو ترنيمتك وتنظر إلى الله من خلال قدح من البيرة، الآن، هل يمكنك؟ |
| İşte size başarı hakkında bir içgörü. Her konuda başarılı olamazsınız. | TED | وهذه فكرة عما اظنه عن النجاح أولا لا يمكنك ان تكون ناجحا في كل شيء |