Çok zor bir dünya. İnsanlar eskiden olduğu gibi umursamıyorlar. | Open Subtitles | الوضع صعب هناك, اعني, الأشخاص لا يهتمون كما كانوا يفعلون |
Herkes böyle bir şey istemez ama umurlarında değil. | TED | لا يرغب كل شخص في شراؤه لكنهم لا يهتمون. |
Sokaktakiler bir arada durmayı umursamaz. | Open Subtitles | الناس بالشوارع لا يهتمون عادة بأن يحموا أنفسهم في مجموعات |
Saf olma, Anne. Yasayı taktıkları yok. | Open Subtitles | لا تكوني ساذجة، يا أمي هم لا يهتمون بالعدالة |
Sense ezilmiş, olgunlaşmamış, bir aptal olarak hiçbir şey değiştirmeyen teorileri aslında hiç umurunda olmayan insanlara anlatarak her gün yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | لكن أنت ملزم أن تعيش كل يوم مقموع، أبله غير ناضج تفتح النظريات المعلبة لأشخاص لا يهتمون |
O, Jonny umurumda değil onun hakkında ilk şey bilmiyor. | Open Subtitles | انها لا يهتمون جوني، أنها لا تعرف أول شيء عنه. |
Ama arkadaşlarına değer vermeyen biri bundan da aşağılıktır! | Open Subtitles | لكن الناس الذين لا يهتمون بأصدقائهم هم أسوأ من الحثالة |
Basın seni bir canavara çevirdi çünkü gerçeği önemsemiyorlar. Tek ilgilendikleri eğlence. | Open Subtitles | ،الإعلام يظهرك كالوحش لأنهم لا يهتمون بالحقيقة كل ما يهمهم هو التسلية |
Yani devlet kurumları ile ilgili bir problemle karşılaştıklarında, seslerini çıkarmayı çok da umursamıyorlar. | TED | وبالتالي حين يواجهون مشاكل الحكومة لا يهتمون كثيرا حول استخدام أصواتهم. |
- Belki onu sürgün edemediler. - Belki de umursamıyorlar. | Open Subtitles | لا أدرى , ربما لم يستطيعوا نفيه بالكامل ربما لا يهتمون |
Şu genç doktorlar da kimseyi umursamıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأطباء الشبان كما لو أنهم لا يهتمون بالناس |
umurlarında değil. Onları önergelerle boğabilirim. İki tane sundum bile. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون , كل ما أستطيعه هو أن أريهم الأحداث , أرسلت لهم ملفين إلى الآن |
Bir savaş çıksa umurlarında değil. | Open Subtitles | الذين بالخارج لا يهتمون بوجود حرب دائرة الأن |
Küçücük kuşlar umurlarında değil. | Open Subtitles | قال فيها أنه قد حصل على كل الموافقات على البناء إنهم لا يهتمون بالطيور الصغيرة |
Tabii, çoğu insan nereli olduğunu umursamaz. | Open Subtitles | حسنا هناك الكثير من الاشخاص لا يهتمون بمسقط رأسهم |
Evet, o anlaşmayı yaptılar. Fakat onu taktıkları yok. | Open Subtitles | أجل، لقد عقدت صفقة لكنهم لا يهتمون له هو |
Ezilmiş, olgunlaşmamış bir aptal olarak, hiçbir şey değiştirmeyen teorileri aslında hiç umurunda olmayan insanlara anlatarak her gün yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | تفتح النظريات المعلبة لأشخاص لا يهتمون الجميع يعرف الحلقة الضعيفة في السلسلة |
onlar umurumda değil Hadi, bana bir şans verin. | Open Subtitles | هم لا يهتمون بأحداً هيّا تعالى , وإعطنى فرصه واحده. |
Ama arkadaşlarına değer vermeyen biri bundan da aşağılıktır! | Open Subtitles | لكن الناس الذين لا يهتمون بأصدقائهم هم أسوأ من الحثالة |
Bu insanlar kendilerini öldürmeye hazır, ailelerini öldürmeye, hayatı önemsemiyorlar. | Open Subtitles | مستعدون لقتل انفسهم وقتل عائلاتهم لا يهتمون بحياتهم |
Bu siyah aygırlara, yaşlıymış, gençmiş, zayıfmış, şişmanmış,... yürüyenmiş, dizlerinden aşağısı buruşuk bir çift bacağa sahipmiş, fark etmez. | Open Subtitles | أولئك رجال سود عمالقة لا يهتمون سواء كنتِ صغيرة أم عجوز. نحيلة أو سمينة. تمشين على قدميكِ أو على عُكازين. |
Ah tabii, hayatlarını önemsemeyen insanlar için kaybedecek vaktin yok sen, senin yardımını isteyen insanlara yardım edersin. | Open Subtitles | أجل، صحيح فأنتَ ليس لديكَ وقتٌ لتضيّعه على الأشخاص الذين لا يهتمون بحياتهم أن تهتمٌ بالأشخاصِ الذين يرغبون بمساعدتكَ |
Onlarlayken umursamazlar, gerçekten umursamazlar. | Open Subtitles | بالنسبة لهم إنهم لا يهتمون.. إنهم حقاً لا يهتمون |
Güzel olmak Queens'tekilerin umurunda değil galiba. | Open Subtitles | الخامسة عشر ، أعتقد بأن الناس في حي كوينز لا يهتمون بالجمال |
Şu an seni umursamadıkları kesin. | Open Subtitles | من المؤكد انهم لا يهتمون بك الآن على الاطلاق |
- Seni hiç umursamayan birini geri kazanmak için ne çok zahmete girişiyorsun. | Open Subtitles | أنت تجلب المزيد من المشاكل حتى للذين لا يهتمون بك |
O bir vampir. İnsan hakları, din, yasa ya da karşılarındaki kişi umurlarında olmaz. | Open Subtitles | إنه مصاص دماء ، إنهم لا يهتمون بالحقوق ، او الأديان ، أو القانون أو أي شخص أخر |