| İki numaralı emir: "Güneş için yapabileceğim hiçbir şey yok. " | Open Subtitles | عدد الوصية الثانية: لا يوجد شيء يمكنني القيام به حول الشمس. |
| Ama size gelince, sizin için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولكن كما تعرفان لا يوجد شيء يمكنني أن أفعله الآن من أجلكما |
| Kızgınım ve bundan utanıyorum ama yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا غاضب والخجل، لكن لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
| Bay Riley, yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | السيد رايلي، لا يوجد شيء يمكنني القيام به |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني القيام به لمساعدتها. |
| L anlıyorum. l'ma gelecekte kötü bir baba , ama hiçbir şey yok l simdi yapabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا افهم . أنا أب سيء في المستقبل ، لكن لا يوجد شيء يمكنني أن أفعله الآن . |
| Onlar için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيالهم. |
| Seni durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | . لا يوجد شيء يمكنني أن أفعله لأوقفك |
| Özür dilerim ama yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا آسف، لا يوجد شيء يمكنني القيام به. |
| hiçbir şey yok... Yani yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني فعله على الإطلاق |
| Ama yapabileceğim hiçbir şey yok değil mi? | Open Subtitles | لكن لا يوجد شيء يمكنني فعله، هنا؟ |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني فعله |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني القيام به |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني فعله |
| Efendim memnunluk duyuyorum, ancak yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | رئيسي - سيد... أنا أتعاطف، ولكن لا يوجد شيء يمكنني القيام به. |
| Şu an Sandra'nın acısını dindirmek için söyleyip yapabileceğim hiçbir şey yok maalesef. | Open Subtitles | وأنا أكره حقيقة أنه لا يوجد شيء يمكنني فعله أو قوله الأن لتخفيف ألم (ساندرا) |
| Kade için yapabilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | (لا يوجد شيء يمكنني فعله بشأن (كايد |