| Neden kendi kitabını Kitapçıda okuyarak, vakit geçirecek kadar kendine aşık bir adamı tanımak isteyeyim ki? | Open Subtitles | لماذا يتوجب علي أن أتعرف على رجل مغرم بنفسه حتى أنه يخرج لمحل لبيع الكتب ليقرأ كتبه |
| Kitapçıda hoş bir bayanla tanıştım. | Open Subtitles | حتى التقيت هذه السيدة لطيفة في متجر لبيع الكتب. |
| Bir Kitapçıda. Öğrenciydik. | Open Subtitles | كان ذلك في محل لبيع الكتب عندما كنا طالبين. |
| En son ne zaman bir kitapçıya gittiğimi bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر حتى آخر مرة ذهبت الى محل لبيع الكتب |
| Senin Bogotá'daki bir kitapçıya düzenlediğin bombalı bir saldırıda kız kardeşi öldü. | Open Subtitles | شقيقته ماتت في محل لبيع الكتب في بوغوتا في التفجير الذي دبرتموه |
| kitapçıya giden herkes gibi ben de kitap almak için gitmemiştim. | Open Subtitles | اوه مثل أي شخص يذهب إلى محل لبيع الكتب لم اكن هناك لشراء الكتب |
| Kitapçıda tatlı bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | لقد التقيت بشاب لطيف في محل لبيع الكتب |
| Kitapçıda. | Open Subtitles | في متجر لبيع الكتب |
| Kitapçıda. | Open Subtitles | في متجر لبيع الكتب |
| - Bir Kitapçıda çalışıyor. - Baba. | Open Subtitles | - هو يعمل بمحل تجاري لبيع الكتب . |
| Mesele şu: Bir kitapçıya gidebilirsiniz. Evet, şu an! Uzman kişilerce yazılmış ve nasıl yapacağınızı anlatan en az on kitap alabilirsiniz. | TED | يمكنك التوجه نحو متجرٍ لبيع الكتب - في الحال!- وشراء ما لا يقل عن عشرة كتبٍ لخبراء معتمدين تتطرق إلى كيفية قيامك بذلك. |
| Daha önce bunu üyelere özel bir kitapçıya girmeye benzetmiştim. Bütün stok rastgele düzenlenmiş ve her kitap aynı, belirsiz kapağa sahip. | TED | لقد وصفته من قبل كما يجري قليلًا مثل المشي إلى متجر لبيع الكتب للأعضاء فقط حيث المخزون بأكمله منظم بشكل عشوائي وكل كتاب له نفس، الغلاف لا يوصف |
| Hatırlıyorumda, onunla bir kitapçıya gitmiştik ve tüm eski kas kitaplarını aldı. | Open Subtitles | أتذكر أنني كنت آخذه إلى مكتبة لبيع الكتب... وقد كان يشتري كل الكتب القديمة في العضلات |
| Greenwich köyünde yürüyordum, ve bir kitapçıya rastladım. | Open Subtitles | "كنت أتمشى بقرية "غرينتش فمررت بمحل لبيع الكتب |