| Sizi o noktaya götürecek birçok da şey var. | TED | وهناك العديد من الأدوات في مجموعة الأدوات لتأخذك إلى هناك. |
| Lütfen sizi seçtiğiniz dünyaya götürecek renklerinizle kodlanmış vagonlara gidin. | Open Subtitles | رجاء أركب العربة الملونة باللون الذي تريده لتأخذك للعالم الذي تريده |
| seni almaya gelmedi, değil mi? | Open Subtitles | هي ليست هنا لتأخذك أليس كذلك؟ |
| Annem seni almaya gelecek. | Open Subtitles | ستأتي أمّي لتأخذك. |
| Orada seni alması için ne at nede fil var. | Open Subtitles | ولن يكون هناك خيول ولا فيلة لتأخذك الى هناك |
| Seni alması için daha sonra araba yollarım. | Open Subtitles | سأجعل سيارة تأتي لتأخذك لاحقاً. |
| Belki yanında seni götürmesi için onu ikna edebilirsin Lavon. | Open Subtitles | ربما يمكنك إقناعها لتأخذك معها لافون |
| Jetim, tedavi olacağın yere götürmek için seni bekliyor. | Open Subtitles | طائرتي على أهبة الاستعداد لتأخذك إلى العلاج |
| Lütfen sizi seçtiğiniz dünyaya götürecek renklerinizle kodlanmış vagonlara gidin. | Open Subtitles | رجاء أركب العربة الملونة باللون الذي تريده لتأخذك للعالم الذي تريده |
| Araba sizi bir saat içinde bırakma bölgesine götürecek. | Open Subtitles | السيارة سوف تكون هنا خلال ساعة لتأخذك لمنطقة المهمة |
| Lütfen sizi seçtiğiniz dünyaya götürecek renklerinizle kodlanmış vagonlara gidin. | Open Subtitles | رجاء أركب العربة الملونة باللون الذي تريده. لتأخذك... إلى العالم الذي تريده |
| Taksi seni Kromdraai' deki kliniğe götürecek | Open Subtitles | لذا سيارة أجرة تنتظرك لتأخذك "إلى العيادة فى "كرومدراي |
| Orada seni İtalya'ya götürecek jet bekliyor. | Open Subtitles | هناك طائره تنتظر لتأخذك الى ايطاليا |
| Cuma günü seni almaya gelecek. | Open Subtitles | ستصل هنا يوم الجمعه لتأخذك |
| Sen masumsun. Dün, avukatın seni almaya geldi. | Open Subtitles | وجاءت محاميتك أمس لتأخذك |
| Serena seni almaya gelecek. | Open Subtitles | سيرينا ستأتي لتأخذك قريباً |
| Orada kal. Seni alması için bir araba yollayacağım. | Open Subtitles | انتظر عندك، سأرسل سيارة لتأخذك |
| Seni alması için bir araba gönderiyorum. | Open Subtitles | سأرسل سيارة لتأخذك في الحال |
| Seni havaalanına götürmesi için polis ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأبلغ الشرطة لتأخذك إلى المطار |
| Seni eve götürmesi için araba çağırdım. | Open Subtitles | سأحضر لك سيارة لتأخذك للمنزل . |
| MacGruber, seni Ekvator'a götürmesi için helikopter bekliyor. | Open Subtitles | (ماكجروبر), لدينا هليكوبتر تنتظرك لتأخذك... إلى الإكوادور |
| Bir araba ayarladım, laboratuara götürmek için aşağıda bekliyor. | Open Subtitles | لقد جهزت سياره, إنها بانتظارك بالأسفل لتأخذك للمعمل. |