| Silah almaya gittiğinizde Kyle Murphy size hiç: | Open Subtitles | الآن.. عندما ذهبت إلى هناك لتجلب شحنتك من الأسلحة هل قال لك كايل مورفي أبداً آسفون.. |
| İlk önce, Prensesin köpek maması almaya gittiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | في البدايه اعتقدت انها خرجت لتجلب طعاما للكلب |
| Eğer o kurtarılmayı beklediğimiz Şeytanın Gününü getirmek için yaşarsa. | Open Subtitles | لو عاشت لتجلب نهاية الزمان فلن يكون هناك خلاص |
| Buraya kadar bize bot getirmek için mi geldin? | Open Subtitles | قطعت كل هذه المسافة إلى هنا لتجلب أحذية جديدة لنا؟ |
| Ve sen de İtalya'da bir villaya seyahata bir şişe almak için gidiyorsun, Chiave... | Open Subtitles | رحلة هوجاء لـ فيلا في إيطاليا لتجلب قارورة من تشيافي كيافانيسكا |
| Ted onu ilk Körfez Savaşı'nda kazandı, ve şans getirmesi için Cleo'ya verdi. | Open Subtitles | حصل عليها تيد في حرب الخليج الأولى و أعطاها إياها لتجلب لها الحظ |
| Onu bir şey alması için dükkândan eve göndermiştim. | Open Subtitles | أرسلتها من المرآب لتجلب لى شيئاً من المنزل؟ |
| Dedesi, büyük babana bu saati şans getirsin diye vermiş. | Open Subtitles | أعطى جدك الأكبر ساعته لجدك لتجلب له الحظ |
| Muhtemelen temizlik malzemeleri veya elbise askısı almaya gitmiştir. | Open Subtitles | ربما خرجت لتجلب مؤن للتنظيف، أو لتشترى الشماعات |
| Buraya arkadaşın George'u almaya geldiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت انك ستأتي الي هنا لتجلب صديقك "جورج" |
| Nereye gittiginizi merak ediyorduk. Destek almaya gitmissiniz belli ki! | Open Subtitles | لقد كنا نتسائل اين ذهبت لتجلب التعزيزات |
| Hayır, değil. Buy More'a pizza almaya gitti. | Open Subtitles | "ذهبت الى "الباي مور" لتجلب وجبتك "بيتزا مغطاة برقائق البطاطس |
| - Annesi cüzdanını almaya içeri girmiş. | Open Subtitles | والدته ذهبت لتجلب محفظتها |
| Böyle güzel havadisler getirmek için biraz garip bir elçisiniz. | Open Subtitles | انت رسولا غريبا لتجلب مثل هذه الاخبار الجيدة. |
| Köyümüze güneş enerjisi getirmek için bir programa kabul edildi. | Open Subtitles | لقد قبلت في برنامج لتجلب الطاقة الشمسية لبلادنا |
| Köyümüze güneş enerjisi getirmek için bir programa kabul edildi. | Open Subtitles | لقد قبلت في برنامج لتجلب الطاقة الشمسية لقريتنا |
| Ama gerçekte sorunları direkt olarak iş yeri sahibine getirmek için fazla korkak olduğundan internete söylemek zorunda kalıyor. | Open Subtitles | لكنها حقًا ليست أكثر من جبانة لتجلب شكواها للمالك مباشرة لذا لجئت للإنترنت اللعين |
| Bu altıgenlerin toplam alanı, başkasının Sahra'sında iki Londra ederindedir. Üstelik, Sahra'dan Surrey'e enerji getirmek için İspanya ve Fransa'yı boydan boya geçen elektrik hatlarına ihtiyaç var. | TED | المساحة الكلية لهذه الأشكال السداسية يساوي ضعفي مساحة لندن في صحراء أحدهم و ستحتاج خطوط كهرباء طول المسافة قاطعة أسبانيا وفرنسا لتجلب الطاقة من الصحاري إلى مدينة سوريّ |
| Eminim kız arkadaşını almak için olsaydı Kanada'ya bile sürünerek giderdin. | Open Subtitles | أضمن لك أنك ستذهب لكندا جاثيًا على ركبتين لتجلب عشيقتك. |
| Sen 'til var saat son çeyrek benim plaka almak için, önünde iki arabaları dışarı, dock açık bir yol, ve savunmasız bir tekne orada bekliyor. | Open Subtitles | لديك حتى ربع ساعة الماضية , لتجلب لي صفائحي , عربتان بالخارج في الأمام |
| Kahve almak için donutçuya gitmişti ve dönerken beyin kanaması geçirmiş. | Open Subtitles | لقد ذهبت لتجلب القهوة. وفي طريق عودتها، سقطت. |
| - Korsak, Mandy'nin fotoğraflarını ve bilgisayarını getirmesi için onu eve yolladı. | Open Subtitles | كورساك ارسلها الي البيت لتجلب المزيد من صور ماندي .و كموبيوترها المحمول |
| Mason'ın ceketini alması için onu anaokuluna göndermiştim. | Open Subtitles | (أرسلتها إلى مدرسة (مايسن لتجلب سترته |
| Ben de şans getirsin diye ona verdim. | Open Subtitles | لذا أعطيته الميدالية,لتجلب له الحظ |