| Bu gruplarda, onları bir arada tutmak için yeterince görünür şey olmadığını buldular. | TED | وجدوا أنه لا توجد أشياء مرئية كافية في تلك المجموعات لتحافظ على تماسكهم معاً. |
| Kızın yeni kurduğu evliliğini ayakta tutmak için o kadar çaba sarf ederken sen ona böyle mi örnek olmak istiyorsun? | Open Subtitles | انتي من صجك هذا المثال الي تبينه لما بنتك تكافح بشكل صعب لتحافظ على زاجها |
| Annesi vücudunu onunkini sıcak tutmak için kullanmıştı | Open Subtitles | امها استخدمت دفىء جسمها لتحافظ على حياة ابنتها |
| Troy bizi gerçek işten uzak tutmak için elinden geleni yapıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أنّكَ تفعل كلّ ما بوسعك لتحافظ على العمل الحقيقي |
| Pekala, nakledilecek organları korumak için kimyanın geliştiğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، قلت بأن المواد الكيميائية ممكن أن تتطور لتحافظ على الأعضاء من الإنتقال، صحيح؟ |
| İtaatkâr sağlığını ve iyiliğini korumak için önceden belirlenmiş yiyecek listesinden düzenli olarak beslenecektir. | Open Subtitles | المذعن ستتناول الطعام بإنتظام لتحافظ على صحتها وعافيتها من قائمة طعام مخصصة |
| Noah'ı güvende tutmak için her şeyi doğru yaptın. | Open Subtitles | انت فعلت كل شىء صحيح لتحافظ على نواه امناً |
| Tür gibi içeriğini kuru tutmak için hap şişe kullanılır. | Open Subtitles | المستخدم فى زجاجات اقراص الدواء لتحافظ على المحتويات جافة |
| Bak, adamlarımızı güvende tutmak için bu gözlükleri icat ettin. | Open Subtitles | اسمع، لقد اخترعت هذه النظارات لتحافظ على سلامة رجالنا |
| Yatağı sıcak tutmak için onları yatağın altına taşıdım. | Open Subtitles | تأخذهم وتضعهم في أسفل السرير لتحافظ على السرير دافئاً. |
| Sinüslerini temiz tutmak için lenf hareketlerini arttırıp bağışıklığını güçlendiriyorsun, anladım. | Open Subtitles | انت تزيد من تدفق اللمف لتعزيز مناعتك لتحافظ على جيوبك الانفية نظيفة فهمت الامر |
| Yani, karanlık enerjinin tuhaf bir özelliği vardır. Uzayın hacmi genişledikçe, enerji yoğunluğunu sabit tutmak için karanlık enerji de genişler. | TED | مما يعني أن لديها الخاصية الغريبة أنها تتمدد بازدياد حجم الفضاء لتحافظ على كثافة ثابتة للطاقة . |
| İç vücut sıcaklığınızı 95 Fahrenhayt derecenin üzerinde tutmak için kendinizi sarıp sarmalamanız gerekir, yoksa şiddetli şekilde titremeye başlayacaksınız, giderek sersemleyerek, sonunda hipotermi yüzünden kas kontrolünü yitirip gökten düşeceksiniz! | TED | سوف تحتاج أن تغطي نفسك لتحافظ على درجة حرارة جسمك أكثر من 95 درجة فهرنهايت و إلا ستبدأ الارتجاف بعنف إلى حد المساس بمداركك العقلية و طبعاً السقوط من السماء لعدم التحكم في عضلاتك بسبب انخفاض درجة حرارة الجسم |
| Dr. Chickering şimdi sönük keseyi yerleştiriyor vajinal kanala girerken şeklini küçük tutmak için kılıf kullanıyoruz. | Open Subtitles | دكتور "شيكرينج" يقوم بإدخال المثانة المفرغة من الهواء و التي تم تضييقها لتحافظ على الحجم الصغير أثناء إدخالها القناة المهبلية |
| İtaatkâr sağlığını ve iyiliğini korumak için önceden belirlenmiş yiyecek listesinden düzenli olarak beslenecektir. | Open Subtitles | المذعن ستتناول الطعام بإنتظام لتحافظ على صحتها وعافيتها من قائمة طعام مخصصة |
| Değerlendirmeyi, Nina ile olan hayatınızı korumak için geçmeniz gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | ...اعتقدت انك تريد أن تتجاوز التقييم لتحافظ على رغد عيشك مع نينا... |