Burayı güçlendirmek için teçhizatımı getirmem gerekecek. | Open Subtitles | أنا سأكون بحاجة إلى جلب معداتي لتحصين هذا المكان |
Kiliseyi güçlendirmek için döküntü mezar taşlarını kullanmak ahmaklık. | Open Subtitles | لتحصين الكنسية فهذا غباء ولإستخدام الصخور فهذه حماقة |
Başkan Snow, şehrin merkezini güçlendirmek için barış gücünü geri çekti. | Open Subtitles | لقد قام الرئيس (سنو) بسحب (المحافظين على السلام) لتحصين مركز المدينة |
Erkeklerimiz sınırları güçlendirmek için Rautu'ya gittiler. | Open Subtitles | رجالنا ذهب إلى Rautu لتحصين الحدود. |