Onu istiyorum,ve onu elde edemezsem... ortadan yok olacak bir sonraki kişi sensin. | Open Subtitles | أريده، وإذا لم أحصل عليه ستكون الشخص القادم لتختفي |
Bizi burada nasıl buldu bilmiyorum ama bu hafta sonu oğlanlarla yine ortadan kaybolacaktık. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف وجدت لنا هنا ولكن، في نهاية هذا الاسبوع، والأولاد، وأنا كانوا في طريقهم لتختفي. |
Ona ortadan kaybolması için çeyrek milyon dolar ödeyen bendim, unuttun mu? | Open Subtitles | حسناً, أناكنتالبائعالمتجولالذيدفعلها .. ربع مليون دولار لتختفي , أتذكر ذلك ؟ |
Belki de casusların kaderi ortadan kaybolmaktır. | Open Subtitles | حسنا، ربما انه نفس مصير الجواسيس لتختفي تماماً. |
Birşeyler ters gitmeseydi haber vermeden bu kadar uzun süre ortadan kaybolmazdı. | Open Subtitles | وما كانت لتختفي طوال هذه الفترة بدون تدقيق الا اذا حدث لها مكروه |
Bu gece buluşmamız gerek ki ortadan kaybolman için gerekli parayı sana verebileyim. | Open Subtitles | عليك أن تريني حتى أتمكن من أعطائك مال كافي لك لتختفي الليلة. |
Çocuklarını alacaksın, ben de ortadan kaybolmanızda yardım edeceğim. | Open Subtitles | تعود لتأخذ أطفالك وانا ذاهبه لمساعدتك لتختفي |
Ama Jim'in milyonlarını bulmuş olsaydı, o an orada ortadan kaybolurdu. | Open Subtitles | لكن إن وجدت ملايين (جيم) كانت لتختفي بكل بساطة بذلك الوقت |
Mayka hiç iz bırakmadan ortadan yok olacak kadar para ve güç sahibi. | Open Subtitles | (مايكا)، تملك القدرة والمال لتختفي دون أن تترك خلفها أي أثر |
Karen'ın öldüğüne dair içimde bir his vardı. Asla öyle ortadan kaybolacak biri değildi. | Open Subtitles | كان لدي شعور بأن (كارين) ميتة لم تكن لتختفي هكذا فجأة |
Karen aniden ortadan kaybolmayacak kadar çok çaba sarf etti. | Open Subtitles | كارين) عملت كثيرًا معنا) لتختفي فجأة |
Bize söylemeden ortadan kaybolmazdı. Sizin işiniz. | Open Subtitles | -ولم تكن لتختفي دون إخبارنا . |