Evet, ama bazen Cehennem'den çıkmak için Şeytan'la dans etmen gerekir. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، أحيانًا عليك أن ترقص مع الشيطان لتخرج من الجحيم |
Teknoloji sizi yoksulluktan çıkarır. fakat yoksulluktan çıkmak için bir pazara ihtiyaç vardır. | TED | التكنولوجيا ستخرجك من الفقر, و لكنك تحتاج إلى سوق لتخرج من الفقر |
Hiçbir zaman benimle dışarı çıkıp eğlenmezdiniz, değil mi? | Open Subtitles | إنك لم تكن لتخرج أبداً لتقضى وقتاً لطيفاً معى ، أليس كذلك ؟ |
Patronun, ona çıkma teklif etmelisin, senden hoşlanıyor. Öyle söyledi. | Open Subtitles | مديرتك، يجب أن تدعوها لتخرج معك إنها معجبة بك، لقد قالت ذلك |
Bir kızın, zorluktan kurtulmak için bazen ahlaksızlık yapması gerekir. | Open Subtitles | أحياناً يجب أن تكون الفتاة رخيصة لتخرج من المشاكل |
Diğer taraftan çıkması üç gün alıyor. | Open Subtitles | و... وتستغرق ثلاثة أيام لتخرج للجانب الآخر. |
Herkes sütü çıkarmak için ineğin memesini sıkman gerektiğini biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعرف بأنه يجب أن تعصر الحلمة لتخرج الحليب منها |
Arabuluculuğunu da alıp çık git ofisimden. | Open Subtitles | لتخرج أنت وتفكيرك هذا من مكتبي .. |
Kendinize, çıkmak için yeterince zaman verdiğinizden emin olun, efendim. | Open Subtitles | إحرص على أن تعطى نفسك الوقت الكافى لتخرج من هنا , سيدى |
Bu sadece hayatımızın içine dinsiz uçak ve arka çıkmak için bir taktik olduğunu. | Open Subtitles | . إنها فقط حيلة لتخرج فيها من عقابك و تعود إلى حياتنا |
Orası dışarı çıkmak için para ödediğim ilk striptiz klübüydü. | Open Subtitles | لقد كان هذا أول نادى عراة ذهبت اليه حيث يجب أن تدفع فيه مالاً لتخرج |
Sanırım bazı düşüncelerim vardı. O düşünceler ortaya çıkmak için bu anı seçti. | Open Subtitles | أعتقد أنه كانت لدي أفكار اختارت تلك اللحظة لتخرج |
Buradan sağ çıkmak için orduya ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | سوف تحتاج إلى جيش لتخرج من هنا على قيد الحياة |
Belki de dışarı çıkıp yeni insanlarla tanışma vaktin gelmiştir, anlarsın ya. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لتخرج و تقابل الناس, تعلم؟ |
Fakat çıkıp da bunu söyleyecek kadar değil. | Open Subtitles | ولكن ليس بما فيه الكفاية لتخرج وتقول ذلك |
Seni cezalandırırdım ama zaten dışarı çıkıp gezebileceğin bir arkadaşın bile yok. | Open Subtitles | لقد كنت سأمنعك من الخروج لكنه ليس لديك اصدقاء لتخرج معهم على كل حال |
Dışarı çıkmayı teklif edemem, eğer edersem, çıkma teklifi etmiş olurum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اسالها لتخرج معي... لانني اذا طلبت منها ذلك... اكون قد سالتها للخروج معي |
- Vivian Wilkes'e çıkma mı teklif ettin? | Open Subtitles | لقد طلبت فيفيان وليكس لتخرج معك ؟ |
Bu işten kurtulmak için pazarlık yapabileceğini düşünüyorsun ama tamamen farklı bir şeyle karşılaşacaksın. | Open Subtitles | ان كنت تظن اننا ستفاوض لتخرج من هنا فلديك شيء جديد قادم |
Bence şu anda içine düştüğün durumdan kurtulmak için her şeyi yapar ve söylersin. | Open Subtitles | وأظنك، في هذا الوقت ستقول وتفعل كل ما تستطيع لتخرج من الورطة التي وقعت فيها |
- Kabuğundan çıkması için bir şans ver ona. | Open Subtitles | فقط أعطها فرصة لتخرج من قمقمها. |
Üstelik kocamı hapisten çıkarmak için gücünü toplaman gerekiyor. | Open Subtitles | إضافة ، أنك يجب أن تكون في كامل قوتك لتخرج زوجي من السجن |
Şimdi burdan çık dışarı. | Open Subtitles | والآن، لتخرج من هنا. |