| Borcunu ve sorunlu geçmişini biliyorum ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | وأعلم عن دينك وعن ماضيك مع الفتيات وأنا هنا لتقديم العون |
| Ama kabul ederseniz yardım için başkalarını da işe katmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، إن كنت مهتماً بهذا، أود .أحضار بعض الناس لتقديم العون |
| Macduff oraya ulu kraldan yardım dilenmeye gitti Northumberland ve yiğit Seyward'daki adamları için. | Open Subtitles | ذهب ماكداف يرجو الملك الورع لتقديم العون له بتحريض إيرل نورث كامبرلاند |
| Çünkü şüphesiz, yardım etmek yerine vicdanıyla muhasebe etmekle meşgul olacak. | Open Subtitles | لأنه بلا شك سيكون مشغولاً جدًا في الصراح مع ضميره لتقديم العون. |
| yardım etmeye çalıştığınız için sağ olun ama bu düğüne dünyadan insanlar gelecek. | Open Subtitles | شكراً لمحاولتكما لتقديم العون لكن لدي إناس قادمون من كل أنحاء العالم |
| Ama Louisiana Halkı yardım için basit bir durumda değil. | Open Subtitles | لكن ولاية (لويزيانا) بكل بساطة .ليست في وضع لتقديم العون |
| O zaman burada kalıp sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | ،ربما يمكنني البقاء هنا لتقديم العون |
| Yeni çocuk parkına yardım konusunda. | Open Subtitles | لتقديم العون في ساحة اللعب الجديدة. |
| Size yardım etmeyi dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | أتطلع لتقديم العون لك |
| Seve seve yardım ederim. | Open Subtitles | إنّي سعيدة لتقديم العون. |
| Ben sana yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لتقديم العون |
| yardım etmek için can attığından eminim. | Open Subtitles | -أوقن أنّه يتحرّق لتقديم العون . |
| Söylediğim gibi, yardım etmek. | Open Subtitles | -كما قلتُ لك: لتقديم العون . |