| Çekici kamyonlarında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığınla ilgili olarak polisi aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلتُ بالشرطة وأخبرتهم أنك تسحب السيارات لتهريب المخدرات |
| Bu yolun, Ontario'ya giden uyuşturucu kaçakçılığı yolu olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل أنت على علم أن هذا الطريق هو طريق لتهريب المخدرات في أونتاريو؟ |
| Yankı Operasyonu. uyuşturucu kaçakçılığı. | Open Subtitles | 'عملية 'ايكو عملية لتهريب المخدرات |
| Savcılık, uyuşturucu kaçakçılığından arıyor. | Open Subtitles | النائب العام يرغب بالإمساك به لتهريب المخدرات |
| Sizden son haber aldığımda, uyuşturucu kaçakçılığından Teksas'ta hapisteydiniz. | Open Subtitles | آخر ما وصلني عنكما ، أنّكما كنتما في سجن تيكساس لتهريب المخدرات |
| Adam hakkında uyuşturucu kaçakçılığından dört tutuklama emri var. | Open Subtitles | لدية أربع أوامر محكمة لتهريب المخدرات. |
| Mafya, Luciano'nun uyuşturucu zinciriyle bir gelecek yaratırken Vito Genovese, saygıyı hak eden kişinin kendi olması gerektiğine ve paydan daha çok para alması gerektiğine inanıyordu. | Open Subtitles | في حين أن العصابات تصنع ثروة من عملية (لوتشيانو) لتهريب المخدرات (يعتقد (فيتو جنوفيس |
| Rios-Garza uyuşturucu kaçakçılığı Örgütü. | Open Subtitles | "منظمات تهريب المخدرات". منظمات (ريوس غارزا) لتهريب المخدرات. |
| uyuşturucu kaçakçılığından suçlu bulundun. | Open Subtitles | أنت مذنب لتهريب المخدرات |