| Ona söylememi istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | ساذهب كي ارى والدك هل لديك شئ تقولينه له ؟ |
| Beni düşünmen çok hoş, ama senden istediğim tek bir şey var. | Open Subtitles | إنه لطف منك أن تفكر بي هكذا لكن لديك شئ واحد فقط أحتاجه |
| Söyleyecek bir şeyin var mı diye sorduklarında, özür dilemelisin. | Open Subtitles | سيسألونك , اذا كان لديك شئ تقول لابد أن تعتذر |
| Cumartesi akşamı için yapacak daha iyi bir şeyin var mıydı? | Open Subtitles | هل لديك شئ أفضل لتفعلينه فى مساء يوم السبت ؟ |
| Senin gibi ayaktakımı korkusuz olabiliyor çünkü kaybedecek hiçbir şeyin yok. | Open Subtitles | لان ليس لديك شئ لتخسره لكن ليس أنا لدي حياه بنيتها |
| Öyleyse endişelenecek bir şeyin yok, değil mi? | Open Subtitles | إذن ليس لديك شئ تقلق من أجله أليس كذلك ؟ |
| Onun kazanmasına izin verdiğine göre hedefinde daha büyük bir şey var değil mi? | Open Subtitles | ان تركته يحصل على الفضل لديك شئ اكبر ، أليس كذلك؟ |
| Eklemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | الأدلة الى حد كبير تروي قصة هنا. ما لم يكن لديك شئ آخر لكي تقوم بأضافته |
| Komiser, Sanchez'e karşı elinizde somut bir şey var mı? | Open Subtitles | كابتن ، هل لديك شئ محدد على هذا الفتى " سانشيز " ؟ |
| Sen de bize ait olan bir şey var. Geri istiyoruz, yoksa seni, onun yerine koruz. | Open Subtitles | لديك شئ لنا, و نريد إسترجاعه _ إذا, إسعدا لرجوعه _ |
| Hikayene eklemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل لديك شئ لكي تضيفه الي قصتك؟ |
| Bak, sende bizim istediğimiz bir şey var, bizde de senin istediğin bir şey var $20 milyon değerinde. | Open Subtitles | أنظر, نحن لدينا شئ تريده, و انت لديك شئ نحن نريده-- يستحق 20 مليون دولار |
| Bu sefer İngilizce söyleyecek bir şeyin var mı? | Open Subtitles | هل لديك شئ لتقوله ؟ بالإنكليزية هذة المرة |
| Bu sefer İngilizce söyleyecek bir şeyin var mı? | Open Subtitles | هل لديك شئ لتقوله ؟ بالإنكليزية هذة المرة |
| Daha erken. Ben bırakırım seni. Bana söyleyecek bir şeyin var mı? | Open Subtitles | الوقت مبكر، سأوصلك، هل لديك شئ تقوله لى؟ |
| hiçbir şeyin yok ve beni arayıp, yardım için yalvarıyorsun? | Open Subtitles | ليس لديك شئ, ولحد الآن تتوسّل إلي للمساعدة ؟ |
| Değil mi? Ben de öyle dedim! Söyleyecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | ليس لديك شئ لتقوله أيها القوى, صحيح؟ |
| Bu arada, Cuma günü bir işin var mı? | Open Subtitles | على أي حال , هل لديك شئ تقوم به يوم الجمعه ؟ |
| Adamım sağlam bir vurgun yapmalıyız. Sen de birşey var mı? | Open Subtitles | يا رجل نحن بحاجة لسرقة جيدة , هل لديك شئ ما ؟ |
| Onlarla özel olarak görüşmen gerektiğini onlara söylemen gereken bir şeyler olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبرهم بأنك تريد مقابلتهم بشكل فردي وان لديك شئ تريد ان تخبرهم اياه |
| Burada bunca yıl geçirdim. Diyecek başka şeyiniz yok mu? | Open Subtitles | بعد كل تلك السنوات لي هنا أليس لديك شئ آخر تقوله؟ |
| Sanıyorum ki, ilgimi çekecek bir şeyiniz var. | Open Subtitles | أفترض بأنه لديك شئ مثيراً تريدنى أن اراه |